Türkmen dilinin özellikleri, genel türk
dilinin içerisindeki ýeri
Ve
Türk dilinin zenginleşmesi üçün katgy
olanagι
I- Türk
dilinin dogub geliştigi jografi alanιna ve tarihine bir öteri bakιş
Türk dili
bizim çagιmιzdan önje15-20min yιldan başlιyarak Aral ve
Xäzär denizlerinin çevresinde böyük uygarlιklar yaradan insan
toplumlarynιn yaratdιgι ve konuşdugu bir ortak dildir.
Arxeologlarιn, o jümleden Rafael Pompelly başganlygynda bir Amerikalι
arxeologlar birligi, 19-nji yüz yιlιn ikinji yarιsιndan
20-nji yüz yιlιn başlarιna gadar süren zaman içerisinde bütöv
Çin ve Türküstanιn tarιxι yerlerini agtarιb
araştιrdιkdan sonra, bele bir teorini ortaya goyurlar: Turan
genişliginde yaşayan insanlar bir-birini dolgunlaşdιran (tekmilleşdiren)
üç süreçde (merhelede) böyük bir uygarlιk (medeniyyet)
yaratmişlardιr:
1- Tatlιsu uygarlιgι: Birinji süreçde onlar o dönemlerde tatlι suyu olan Aral ve Xäzär
denizlerinin çevresinde insan uygarlιgιnιn ilk temel
taşlarιnι atιrlar.
2- Delta uygarlιgι: Ekolojik durumlarιn deyişerek sιjaklιgin artmasι
sonucu (13-14 min yιl önje) bu denizlerin suyu tuzlaşιr ve çevreleri
ise yaşam üçün yararsιz duruma gelir. Bu insanlarιn güneye dogru göç
edip Sιrderya ve Amιderyalarιn deltalarιnda yerleşmesi ile
Turan uygarlιgιnιn ikinji
süreji başlar. Onlar bu iki irmagιn özellik´le o dönemde Türkmenistandan
geçerek Xäzär denizine tökülmekde olan Amιderyanιn, daglardan
getirdigi çöküntülerinden oluşan verimli topraklarda tarιmjιlιga
başlar ve ilk yerleşim obalarι gururlar. Hayvanlarι evjilleşdirmek´de
bu dönemden başlar.
3- Anau(Änev) uygarlιgι: Hava durumlarιnιn daha deyişmesi, sιjaklιgιn
daha yükselmesi sonuju çölleşme süreji başlar ve Turanlιlarιn ikinji
vatanι´da yaşam şertlerini yitirir (7000-6000 yιl önje). Onlar,
üçünjü vatana dogru hayvanlarιnι ve tarιm üretimlerini
yanlarιna alarak ikinji göç etmege zorlanιrlar. Onlarιn üçünjü
vatanlary Hindiguş (Hendukoş), Pamir ve Köpet daglarιnιn Türktüstana
bakan kuzey eteklerinin serin havlι, tatlι sulu bulaglarι bol
olan, verimli topraklarι olur. Bu tarιxι dönemde turanlιlar
birinji ve ikinji süreçde elde etdikleri denetimlerine (tejrübelerine)
dayanarak daha yüksek ve daha zengin bir uygarlιgι yaradιrlar.
Bu bölgelerde ilk kentler (şehrler), gelişmiş tarιm suvarιş
sistemini, metan ve mädän işlemleri, yüksek mimarlιk ve
heykeltaraşlιk sanatιnι, böyük tapιnaklar ve gelişmiş dini
inanjlar, araba üretmek … ortaya çιxιr. Bu uygarlιgιn en
yüksek örnegi ise bu günki Türkmenistanda yerleşmiş „Änev“ uygarlιgι
olmuşdur. Pompelly ve Gordon Çayldι´n tesbitlerine göre bugday´da ilk kez
burada yetişdirilmişdir. Ünlü arxeolog Massoná göre ilk yazι belgileri´de
burdan başlanmιşdιr. Tarιxçι Rosliyakofá göre günümüzdeki
türkmenlerin ilk ata-babalarι´da Änev uygarlιgιnι
yaradanlar olmuşdur, cünkü onlardan galan baş eskeletlerinin biçimi bu gün
yaşamakta olan türkmenlerinki ile denk gelir, üstelik onlarιn
gapgajaklarιnιn yüzündeki resimler´de günümüzdeki türkmen el
işlerindeki nakιşlara çok yakιnkιr.
Işte, bizim
gözel, dolgun, kurumlu ve zengin türk dilimiz, bu insan
uygarlιgιnιn temelini atan bu turanlι insanlarιn
bir-birlerini annamak üçün yaratdιgι ve gelişdirdigi bir ana dilden
kaynaklanmιş uygarlιk dilidir.
4- Änev uygarlιgιnιn yer yüzüne
yayιlmasι (üçünjü göç):
Yoxarda adι geçen arxeologlarιn´da işlerine deginerek ünlü bilim adamι Will Durant şöyle bir düşünjeni ileri sürür: Änev uygarlιgι yaradan insanlar isa önjesi 4-nji min yιldan başlayarak üçünjü göçe ve dünyanιn dört yanιna yayιlmaga başlar. Çünki hava sιjaklιgιnιn sürekli artmagι sönuju çölleşme olayι korkunç durumda ilerlemesini sürdürür. Sular kesilir ve ya azalιr, Garagum çölü insanlarιn yaşayιşιnι tehdid edir. Yagmur suyu ise buradeki kentlerin yaşayjιlarιnιn öz yaşayιşlarιnι sürdürmege yetmir. Sonuçde Turanlιlar her yana dagιlmaga başlar. Onlar, doguya dogru Çin ve Guzey Amerikaya gadar, güneye dogru Hindistana gadar ve batιya dogru ise Mezopotamya, Mιsιr ve Spanya gadar yayιlιrlar. Sumer, Ilam ve Eski Hindistan uygarlιklarιnιn Änev uygarlιklarι arasιndeki yaxιn baglantιlarι ve benzerlikleri, üstelik sumer dilinin´de mögol dili ile benzerliklerini göz önünde tutarsak, sumerlerin´de bu bölgeden öz uygarlιklarι ile Mezepotamya göçüb varmιşdιr demege temel yaranιr.
Will Durantιn bu düşünjesini çoxlu tarιxçιlar ve arxeologlar goldamιşdιr, o jümleden Rus arxeologiysιnιn atasι sayιlan Nikolski´de sumerlerin ata vanι bu günki Aşgabadιn çevreleri ve Köpetdag etekleri oldugunu savunur.
Bu insanlar göç edip gitdiklerinden sonra´da öz bir-birleri ile ilişgilerini kesmirler. Onlar Çin, Hindistan, Türkmenistan, Azerbayjan ve Mezopotamyanι(Beynonnehreyni) bir-birine baglayan ve sonralar „böyük yüpek yolu“ diye adlandιrιlan yollar ile tijari me medeni ilişkileri yola goymuşlardιr.
Demek, bu insanlarιn yaratdιgι dil, Mezopotamya vardιklarιndan sonra yazιya geçib ebedileşen sümerlilerin dilinin özü ve ya ona çox yaxιn bir dil olmalιdιr. Üstelik, o insanlarιn bu günki kuşaklarι(nesilleri) olan, Turan düzlügünde galarak yaşamιnι sürdüren ve tarix boyu devamlι Akdenize gadar yayιlan türk uluslarιnιn dili´de o ana dilin agιzdan agιza, kuşakdan kuşaga geçerek bu güne çata bilmiş bir örnegidir. Ve onun üçün bu dil çok zengin, çok dolu, çok kurumlu ve gayet gözeldir. Bu gerçegi bizden önje başgalar söylemişdir zaten:
Arminus Vambery der: „Türk dilinin gözelligi ve onun dolulugu o seviyyededir ki; en deneyimli (tejrübeli) ve başarιlι dilçiler täräfinden işlenerek kullanmaga verilmiş kimin gözüken Äräb dilinden´de daha yüksekdir“.
Maks Müller der: „Türk dilinin gramer gurallarι ogadar düzenli ve yasal, ogadar doludur ki, ;belki´de bir akademinin önerisi (teklifi) ile, en iş gören ve bilimli dilçilerin terefinden işlenip düzülerek kullanmaga sunulmuşdur; diye ägle gelir … biz türk dilini; onun injelikleri ile ele aldιgιmιzda, insan zäkasιnιn dil alanιnda yarattιgι bir olagan üstü olay ( müjüze) ile garşιlaşιrιk“.
II- Türk
dilinin Sanskriti yokmu?
Bidigimiz kimin Avropalιlar Hindo Avropa dil toplumunun kökünü ortaçag Hindistan degişli (ait) Sanskrit dilini anakaynak olarak tanιyιrlar. Arminus Vambery özünün 1878-nji yιlda yayιlmιş „Türk-Tatar dilinin etimologiyasι (köksöz sözlügü)“ adlι büyük işinde: Hindo Avropa dillerinin „Sanskrit“ kimin bir yazιlι ana kaynygy elde oldugu üçün, onlarιn köklerini belgesel araştιrmanιn olasι oldugu halda, türk dillerinin böyle bir ana kaynakdan yoksul (mehrum) oldugu düşünjeni ileri sürür. Bu bilim adamι, o dönemde tanιnmιş olan ve 11-nji yüzyιlda yazιlan Yusef Balasagunlι´nιn „Kutatgu Bilik“ adlι kitabιnι türk Sanskriti olarak alιnmadan başga yolun olmadιgιnι´da savunur. Anjak o „Türk halklarι“ adlι başga bir işinde, türk dilinin fars diline olan etkisi bazιlarιn „Mogol döneminden sonra başlamιşdιr“ kimin varsayιmιnιn (tesevvurunun) tersine, daha eskilerden başlandιgιnι savunarak Avesta kitabιndeki: aş, a:l, alaw, çakιr, ordu, otag, ortag, çekiş, çakιr, tuman, toy, garawul, goşun, kur, kureş…kimin bir sιra türk sözjüklerden´de örnek verir.
Vamberynin bu yazdιklarιndan nir niçe yιl sonra 1893´de W. Thomsen ve W. Radlof gibi büyük türkologlarιn täräfinden, miladi 732´de yazιlmιş Kültegin yazιtlarιnιn okulmasι ile türk Sanskriti 337 yιl eskiye gitmiş oldu. Anjak Vambery´nin yokarideki Avesta metninden verdigi birçok sözjükler, isa önjesi 1. min yιlda yaşιyan Sak-Iskit diye tanιlmakda olan Turanlιlarιn kurduklarι Part (Parlar, Äşkaniler ya Ärsaklar) dövletinin egemenlik (hakimiyyet) dönemine degişlidir (merbutdιr). Üstelik, türk bilim adamι Selahi Dikerin Äşkani dönemine degişli azιndan iki tane türk dilinde yazιlmιş levheleri´de okumuşdur. Azerbayjan bilim adamι merhum M. Zehtani (Kirşçi) heyejan´la yazιr ki: bu metnlerin türkçesi hatta Divanollogatettürkdeki türkçeden daha bizim bu günkü dilimize yaxιndιr. Bildigimiz kimin, Äşkanilerin birinji başkenti bu gün´de öz adlarιnι taşιyan ve onlarιn bu günki agtιklarιnιn (torunlarιnιn, nevelerinin) gurdugu devletin başkenti Äşkabad (Aşgabad)´dιr, üstelik onlarιn o günki Par, Saka (Sakaw, Sakar), Dah (Dax, Daz), Dahe (Teke), Barkas (Burkaz) kimin boylarι, bu gün´de heman adlar´la Türkmen ve diger türk uluslarιnιn düzümünde (terkibinde) yaşamakdadιrlar. Bu söylenen gerçeklere bakarak, türk dilinin Sanskriti´de Hindo Avropa dillerinin Sanskriti ile çagdaşdιr diye bilirik. Anjak türk dilinin Sanskriti bilimin artmasι ile ayakdaş, daha eski çaglara dogru gitmekdedir.
20-nji yüzyιlιn başlarιndan, Mezopotamyadan tapιlmιş çok sayιdeki Sumer tabellerinin metinleri okulmaga başladι ve okuldu. Okuluken sumer dilinin özellikleri bu günki yaşamakda olan hangιsιna yakιn oldugu bilim adamlarιnιn arasιnda tartιşιlmaga başlanιr. Ilk addιmlarda bu dilin Avropalιlarιn umduklarιnιn ve gözlediklerinin tersine, bu dilin Hindo Avropa ve ya Sami diller toplumun8un heç birisine bagdaşmayan bir agglutinativ (iltisagi, yapşιrma) dil oldugu açιkjasιna ortaya çιxιr. Öyle sonuçtan sonra, sumer dilini dünyanιn başga dilleri ile karşιlaşdιrιlmaga başlanιr. Sonuçda, prof. Fritz Hommel başda olmak´la bir çok bilim adamlarι bu dilin Ural-Altay dil toplumuna degişli bir dil oldugunu, hatta günümüzdeki türk dilinin eski ana kaynagι oldugunu savindιlar. Böyle bir sonujun çιkmasι ise en dogal (tebi-i) gerçekdir diye düşünürüm ve ayrι jüre´de ola bilmezdi. Çünki yukarιda´da kιsa söz etdigimiz kimi: Geologlarιn, arxeologlarιn, tarιxçιlarιn ve etnologlarιn araştιrmalarιnιn sonuju´da sumerlerin Orta-Asyadan geldiklerinin tartιşιlmaz gerçek oldugunu ortaya goydu. Will Durantιn ve rus arxeologiyasιnιn atasι ayιlan Nikoliskinin dili ile, Sumerlilerin ata vatanι ve ana topragι Türkmenistanιn Köpetdag etekleri olmuşdur.
Bu gerçekleri göze alarak ve daha dogrusu onlara dayanarak, men´de özümün bu ugurdeki araştιrmalarιmιn sonu olan kitabιmι „5000 yιllιk Sumer-Türkmen Baglarι“ adι altιnda türk dünyasιna sundum. Elbtte menden önje´de türk dünyasιnιn degerli bilim adamlarι Türkiyeden merhum „Osman Nedim Tuna“ ve „Kazagιstandan „Uljas Süleyman“ sumer dilinin türk dili ile garιndaş (famil) oldugu konusunda bilimsel kitab yazmιşlardι.
Sözlerimin bu bölümüni şu sonuçlar´la bitirmek isteyorum: „Türk dilinin en azιndan 5000 yιllιk belgesel tarιxι ortadadιr ve onun ana kaynagι ve en eski kökü ise 5000 yιl önje yazιya geçen sumer dili ve ya ona en yakιn garιndaş olan bir dildir“. Çok degerli Kazιm Mirşan hojamιz ise bu tarihi daha eski çaglara yöneltmekdedir.
III-
Türkmen dilinin özellikleri
Görüldügü kimin türkmen ulusunun minlerje yιl yaşadιgι ve yaşamakda oldugu topraklar, insan uygarlιgιnιn beşigi, gelişdigi ve sonralar ise tijari ve uygarlIk yollarιnιn geçiş alanι olmuşdur. Öyle ise dogal olarak onlarja, belki´de yüzlerje insan uruglarιnιn dil ve dialektlerinin izlarι ve galιntιlarι genel türk dilinin Batι Oguz kesimine giren günümüzdeki dilinde görülmelidir, ve görülür. Gerçekde türkmen dilinin özellikleri´de başdan geçirdigi bu çok yönlü ve çιlşιrιmlι (karmaşιk, komplex) geçmişinden kaynaklanmιşdιr. Bu özellikleri sιralamaga çalιşajayιk:
1: Türkmen
dilinin birinji ve göze çarpιjι özelligi onun başga türklerde olmayan iki tane ses
yansιmasιdιr. Birinjisi „s“ ve „z“ sesler arab dilindeki "ث" ve "ذ"
kimin yansιyιr ki bunlarι birbirinden ayrιtlamak gulak alιşιnja çok çetindir ve Inglis dilindeki „th“ herfine çox yaxιn bir
sesdir. Bize göre bu özel ses, eski Turan dil dedigimiz Part (Eşkani) dövletini
guran Sak-Iskit boylarιdan galmιşdιr.Çünki biz bu sesin
ιzιnι o dönemle baglι araştιrmalarda görürük. Örnegin,
bu dönemi en çok araştιran J. Ravlinson Prt sözünü yazarken onun Part ve
Pars aralιgι „Parth“ görünüşde yazιlmasιnι uygun
bilir. Bu dönemi en çok araştιranlardan başga birisi ise, Eşkanilerin türk
ve yahut türkmen oldugunu savunan Nasιreddinşahιn vezire
intibahatι (kültür bakanι) Mohämmedhesenxane Etemadeddowledir. O´da
part sözünü "پارث"
görünüşde yazmagιn
dogru oldugunu açιklar.
Türkmenisatndeki türkmenlerin ulusunun düzümünde
Sak-Iskit tayfa birliginden galan boylar son yüzyιllιklarda çounlukda
ve egemen durumda olmuşlardιr. Aşgabad uiversitesinde 25 yιl
tarιx holasι olan Rosliyakf´un açιklamasιna göre türkmen
ulusunun üstelik %70´ni oluşduran Teke ve Yomut boy birlikleri Sak-Iskitlerin
torunlarιdιr. Biz Rosliyakof´un bu düşünjesinin dogru oldugunu,
Herodot ve diger Yunan tarιxçιlarιn yazιlarιnda
adι geçen: Parn, Part (Parlar), Dah (Daz), Dahe (Teke), Barkas (Burkaz),
Grehi (Gerey), Sakaw, Sakar (Sak är) kimin boylarιn bu gün´de eski adlarι
ile eski yurtlarιnda yaşamakda olduklarιnι görmekdeyiz. Ägşar
(Owşar), Bayat, Begdilli, Bayιndιr, Igdir, Yemreli, Eymir, Yzιr,
Xelej kimin Oguz-Gypjak boylarιnι ise biz türkmenlerin galan bölümü
olan Kökleñ, Sarιk ve Salιr boy birliklerinde görürük. Bunlarιn
danιşιlarι´da, özellik´le 40-50 yιl önjeki
danιşιxlarι Azerbayjan ve Türkiye türkçelerine daha yaxιn
idi.
2: Türkmen dilinin ikinji özelligi ise Äräb
dilinde „nune gonne“ adlandιrιlan burun sesi „ñ“´dιr. Bu ses
günümüzdeki türkmen resmi dilinde, bazι Azerbayjanlι
boylarιnιn danιşιxlarιnda ve Gagavuz türklerinde
vardιr. Örnegin: Menim yerine „Meniñ,Mening“, Senin yerine „Seniñ,
Sening“… bu ses başga dillerde olmadιgι
üçün, äräb ve genel latin Ab´sinde yazιlanda „ng“ görünüşde
yazιlιr.
Bu ses eski Sumer dilinde´de olmuş ve o dönemde´de
Sami dilli Akkadlar bu ses öz dillerinde olmadιgι üçün „ng“ görünüşde
yazιrmιşlar. Örnegi: Sumerlerin yurdunun adι olan Kiñir ya
Keñir yerine Kingir ve Kengir görünüşde yazmιşlar.
3: Türkmenjede „v“ sesin yerine Inglisje „work“
sözündeki „w“ sesi kullanιr. Örnegin, „vätän“ yerine „watan“.
4: Türkmen dilinin en önemli ve temel özelligi
onun eski türk sözleri açιsιndan çox zengin olmasιdιr.
Demek, temeli , gramer yapιsι ve söz (sözcük) agιrlιgι
Oguz-Gιpjak özelliklerini taşιmasιnιn dişinde eski Turan ve
Sumer sözleri´de varlιklarιnι duyurmakdadιr. Anjak bu
sözlerin nereden gaynaklandιgι ve köklerinin nerekere
dayandιgιnι aydιnlatmak üçün çok sorumlu bir akademik
çalιşma gerekir diye düşünürem. Bunlarda bir niçe örnek sιlalamaga
çalιşajagam:
A: Azerbayjan türkçesindeki yaxşi(Gιpjakja),
Türkiye türkçesindeki iyi(Oguzja) sözlerinin yanιnda Türkmenjede
bunlarla annamdaş(synonim) olarak gowι, oñat(ongat) sözleri´de
kullanιlmakdadιr.
B: Demek(dimek), söylemek, danιşmak
ile annamdaş: aytmak, geplemek (keplemek), gürlemek
C: bakmak, gözlemek ile annamdaş: garamak,
seretmek, äñetmet(añetmek).
D: famillik ilişkileri ile ilgili: ata, ana,
dede, gardaş, bajι, oglan, gιz, uşak … kimin oguz türklerinin
ortak sözlerinin dιşιnda: garιndaş(famil, gohum, akraba),
kaka(ata,dede), baba(ananιn atasι), mama(ananιn anasι),
eje(ana), aga(böyük gardaş), ini(küçük gardaş), uya(bajι), ejeke(böyük
bajι), gelneje, gelleje(böyük gardaşιn xanιmι),
dogma(ogul), ekeji(gelinin öz ärinin böyük bajιsιna
kullandιgι xatab söz ), yüwrji(gelinin öz ärinin kiçik gardaşina
kullandgι xatab sözü ), agtιk(torun,neve), çowluk(agtιgιn
uşagι), yuwluk(çowlugun uşagι), suwluk(yuwlugun uşagι)…
5: Türkmen dilini eski Turan dili ile baglayan
sözler: Bu konuda yukarιda bir çok boy adlarιnι vermişdik.
Onlardan başga´da: aga<aka-man, Anna<Annap=tanrι, insan
adlarι: Annanepes, Nepes(Parth döneminde´de görülen ad ve äräbje nefes ili
ilişkisi yok), Sapar(ärärbjedeki sefer ile ilişkisi yok), Mιrat, Alan,
Süren(goşün başganι, sü=goşun)…
6: Türkmen-Sumer baglarι: Genel Türk dili ile
Sumer dilinin kökünün bir oldugu ve bu konuda bilimsel çalιşmalar
edildigine yukarιda deginmişdik. Bunun dιşιnda,Türkmenjeyi
Sumerjeye baglιyan özel sözler´de var; Yer-yurt adlarι: Anu(Änew),
Aratta, Marι(äräbler Merv görünüşünde alιblar), Ur-genj, Köşi, Madaw,
Gawur, Esengulι, Durun, Nusay, Ahal…bu yurt adlarι ya
Sumerlerde´de olmuş ve ya onlarιn neyi annatdιgιnι
günümüzdeki türkmen dili ile yox, anjak sumer dili ile düşünmek olur. Bunlardan
başga´da Anna=tanrι, Anna günü=juma, tanrι günü annamιnda,
Annagulι(sumerjede Kulianna=tanrinin dostu ve ya kulu),
Annatuwak(sumerjede Annatu=tanrιça adι),Oraz(sumerjede Uras bir
tanrιnιn ek adι), Tomus= yay fesli(sumerjede Tammuz= Juen-Julay
aylarι), Mü-çe=12 hayvanlι eski türkmen takvimi(sumerjede Mu=yιl)…
IV- Türkmen dilinin genel türk diline
katkι olasιlιgι
Görüldügi kimin her bir türk ulusunun başdan
geçirdigi terιxι şertlere uygunlukda özel bir dil zengiligine eye
oldugu kimin, Türkmen dili´de ulusumuzun başdan geçirdigi özel geçmişine
uygunlukda zengin ve özel bir söz gaznasιnι oluşdurmuşdur. Eger
dünyanιn türk uluslarιnιn bu bu zenginliklerinden yararlanarak
bir ortak türk dili oluşdurulursa, bu dilin ne geder güzel, ne geder zengin, ne
geder güjlü ve eşitsiz bir dil ortaya çιkajagι çok aydιndιr,
menje bu dile hiç bir yabanjι söz´de gerekmiye bilir. Türk dilinin eşsiz
zengin bir kök söz gaznasι bir yanda, onun bu kök sözlerin üzerinde çok
güjlü ve kurumlu geramer kurallarιna dayanarak çagιmιzιn
gerektirdigi her türlu yeni sözler yaratma güjü´de sonsuzdur. Meilm bildigim
gederi sadeje 4-5 yιl içerisinde türkmenistanda onlarja yeni ve güzel
sözler yaradιlmιşdιr, örnegin: termin yerine „adalga“,
fayιz ya prosent yerine „götürüm“, fantan yerine „çüwdürim, ya suw
çüwdürimi“, ärse ve zemine yerine „ulgam“, etimologiya yerine „köksöz sözlügü“,
uçak sürüjü yerine „uçarman“, gazagιstanda vertalyot ya helikopter yerne
„dikuçar“ ve sayire…
Biz
Azerbayjan, Türkmen ve Türkiye türkçelerindeki yazιlarι
okudugumιzda çok sayιda bir-birimizden ala bilejek gözel sözlerimizin
yerine bazan yaraşmayan, hatta yalnιş biçimde yabanjι sözlerin
kullanιlmakda oldugunu görüp üzülürik. Hatta men bu metni yazarken kolayja
annaşιla bilsin diye gözel türkmen sözlerin yerine yabanjι sözleri
kullanmaga zorlandιm.Anjak bu durumu düzetmek türk devletlerinin
üzerindeki vaz geçilmez bir görev oldugu çok aydιn bir gerçedir.