SÖZ BAŞI

 

Daha önce birçok bakımdan dünyaya kapalı olan Türklerin yaşadığı böl­ge­ler, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bütün dün­yanın ilgi odağı hâli­ne gel­miştir. Bu bölgelere ser­best­çe gidebilme ve kay­nak­lara daha rahat ulaşabilme im­kânının doğması ise, çağdaş Türk yazı dilleriyle ilgili çalış-malara yoğun­luk ka­­zan­dır­mıştır.

Çağdaş Türk yazı dillerine duyulan ilginin birkaç sebebi vardır. Türkiye'de bu saha­ya il­gi duyulmasının en önemli sebebi, ortak değerlere sahip olan Türk halkları­nın dillerini öğrenme ve bunlar üzerinde karşı-laştırmalı çalışmalar yapma iste­­ği­dir. Aynı yaklaşım, diğer Türk cumhuriyet ve topluluklarında da görülmek­te­dir. Bu çalışmaların Türkolojinin çözemediği tarihî devirlere ait bazı mesele­le­ri hal­­let­­­me­­de faydalı olacağı da muhakkaktır.

Dünyanın değişik yerlerinde diğer araştırmacıların bu sahaya ilgi duy-ması­nın­ da elbette sebebi vardır. Özellikle kendi iç sorunlarını büyük ölçüde çö­zen ge­lişmiş ülkeler, dünyanın değişik milletlerine ait kültürleri en ince ayrıntı­la­rına ka­­dar incelemektedirler. Elde ettikleri bilgileri, ülkelerinin geleceği ve uluslar ara­sı den­ge açı­sından yorumlayarak büyük hedefler belir-lemektedirler. Onların gö­züyle bakıldığında Türk­lerin yo­ğun olarak yaşadığı Orta Asya ve çevresi ol­duk­ça ilginçtir. Sovyet­le­rin nüfu­zu­nun azalmasıyla kendilerine yeni nüfuz alan­la­rı açmayı amaçlayan mil­letler açı­sından geniş bir bölgede kullanılan Türk ya­­zı dilleri ve bu yazı dilleriyle or­ta­ya konulan kültür ve edebiyat elbette önemli ola­­­­caktır.

Bazı araştırmacılar ise, özel meraktan kaynaklanan hevesle bu konuda araş­tır­ma yapmaktadırlar.

Biz, bu çalışmamızda Oğuz grubu Türk yazı dillerinden biri olan Türk-men­cey­­le ilgili derli toplu bilgiler verdik. Türkmence üzerine araştırma yapmak ve bu yazı dilini öğrenmek isteyenlere bir el kitabı hazırlamayı amaçladık.

Eserin "Giriş" bölümünde, Türkmenistan, Türkmenler, Türk­­mence ve Türk­men edebiyatıyla alâkalı bilgiler sunulmuştur. Gramerle ilgili kı­­s­ım­da, Türkmen­ce­nin ses ve şekil bilgisine ait önemli bilgilere yer verilmiştir. Gra­mer kısmının ardın­dan Kiril ve Lâtin harfli Türkmence metinler gelmektedir. Bu kısım, kendi için­de dörde ayrılmıştır. Başta Kiril harfli metinler vardır. Bu­nu, Ki­ril harfli me­tin­lerin uzun ünlüleri gösterilerek Türkiye Türkçesine ak­ta­rıl­mış şe­killeri izle­mek­tedir. Daha sonra yeni Türkmen Lâtiniyle yazıl-mış metin­ler ve bun­ların uzun ünlüleri gösterilerek Türkiye Türkçesine aktarılmış şekilleri bu­lun­­mak­tadır. Bun­ları, çözümlenmemiş Kiril ve Lâtin harfli metinler takip etmek­te­dir. Bü­tün bu metin­lerin seçiminde, değişik tür-deki yazıların ve içeriklerinin ge­niş bir yel­paze­ye dayanmasına özen göste-rilmiştir.

Metin kısmından sonra sözlük gelmektedir. Sözlükte, metinlerde geçen keli­me­­lerin yanı sıra metinlerde geçmediği hâlde Türkmencede sıkça kullanılan keli­me­­lere de yer verilmiştir. Eser, "Kaynakça"yla sona ermek-tedir.

Ortaya koyduğumuz eserin Türkmencenin öğ­re­tilme­sin­de ve araştırıl-ma­sın­da faydalı olacağını umuyoruz.

Başta rahmetli dedem Mahmut Kara olmak üzere bu günlere gelme­m için bü­yük çaba sarf eden değerli hocalarıma ne kadar teşekkür etsem azdır. Çeşitli ko­nularda yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Cepbarmämet Gökle-nov, Doç. Dr. Sa­parmırat Karatayev, Doç. Dr. Ağöyli Orazğılıçov, Doç. Dr. Berdi Sarıyev, Doç. Dr. Seyitnazar Ärnazarov, Mak­sat Gurbanov, Cemâl Kâmil Çelik ve Yakup Sarıkaya da teşekkürü hak et­miş olan değerli insan­lar­dır.

                                                                              12 Eylül 1999