ŞEKİL BİLGİSİ
Basit kelime, yapı
bakımından daha küçük parçalara
ayrılamayan kök hâlindeki kelimedir: aaç
"aç", bak-
"bakmak", gara "kara,
siyah", üyr- "ürmek, havlamak".
Türemiş kelime,
herhangi bir yapım ekini alarak genişlemiş ve yeni anlam kazanmış kelimedir: aacat- "acıtmak; incitmek", gapak "kapak", soorağ "soru", yaanaş- "yanaşmak,
yaklaşmak".
YAPIM EKLERİ
Yapım ekleri, kelime kök ve
gövdelerine gelerek bunlardan yeni kelimeler türeten eklerdir. Dört türü bulunmaktadır:
İsimden isim yapma ekleri, isimden fiil yapma ekleri, fiilden isim yapma
ekleri, fiilden fiil yapma ekleri.
İsimden
İsim Yapma Ekleri
-ca/-ce:
Kalıcı
isimler türetir: eğrice "bir
nakış türü", turşuca "bir
bitki adı".
-cağaz:
Sadece
kalın şekli vardır. Ünlü ve ünsüz uyumlarına girmez. Küçültme, sevgi ve
acıma ifade eder: atcağaz
"atçağız", gıızcağaz
"kızcağız", pişikcağaz
"kediceğiz".
-cak/-cek:
Sevgi
ve küçültme ifade eder: keyicek
"ceylancık", tovucak
"tavukçuk".
İsimlerden sıfat yapar: dövücek "kırık dökük, bozuk",
ovnucak "küçük".
Kalıcı isimler türetir: oyuncak "oyuncak", yetğincek "henüz büyümemiş erkek
çocuk".
-cak/-cek eki, sonu
"k" ünsüzü ile biten isimlere geldiğinde bu "k" ünsüzü
düşer: keyik+cek > keyicek, ovnuk+cak > ovnucak, tovuk+cak > tovucak vb.
-cañ/-ceñ:
Ünsüz
uyumuna girmez. İsimlerden sıfat yapar: hövesceñ
"hevesli", iişceñ
"becerikli".
-cık/-cik,
-cuk/-cük: Sevgi ve küçültme ifade eden isim ve sıfatlar yapar: baalacık "yavrucuk", iinçecik "incecik", kiçicik "küçücük".
-cımak/-cimek, -cumak/-cümek: İsimden sıfat yapar:
kircimek "çabuk kir tutan;
kirli", külcümek "gri, kül
renginde", yaağcımak "yağlı".
-ça/-çe: Dil ve lehçe isimleri yapar: Rusça "Rusça", Türkmençe "Türkmence".
-ça/-çe: Farsça kaynaklı bir ektir. Küçültme ifade
eder: düşekçe "minder", kitaapça "broşür", yorğança "küçük yorgan".
-çı/-çi: Yuvarlak ve "c"li şekilleri yoktur.
İş ve meslek isimleri türetir: baalıkçı
"balıkçı", demirçi
"demirci", okuvçı
"öğrenci".
Huy, karakter ve alışkanlıkları
yansıtan isimler türetir: aaldavçı
"yalancı", cencelçi
"kavgacı", yalançı "yalancı".
-çıl/-çil, -çul/-çül: Tek heceli yuvarlak ünlülü
kelimeler dışında düz şekli kullanılır. İsimden sıfat yapar: gayğıçıl "kaygılı", gürrüñçil "sohbete
düşkün", uukuçıl
"uykucu".
-çılık/-çilik, -çulık/-çülik: İş ve meslek
isimleri türetir: guşçulık "kümes
hayvanı yetiştiriciliği, tavukçuluk", ussaçılık "ustalık", üzümçilik
"üzümcülük, üzüm yetiştiriciliği", yüpekçilik "ipekçilik, ipek üreticiliği".
Bir şeyin durumunu
veya miktarını belirtir: kemçilik "eksiklik,
yetersizlik", köpçülik "halk,
kitleler, kalabalık".
-daar: Farsçaya ait bir ektir. Türkçe kökenli
kelimelerde de kullanılır: akıldaar
"mütefekkir, düşünür", alğıdaar
"alacaklı, alacağı olan", berğidaar
"borçlu", dildaar
"sevgili", gaandaar
"canî, kâtil".
-daş/-deş: Ünsüz uyumuna girmez.
Ortaklık, yakınlık ve beraberlik ifade eder: dövürdeş "çağdaş", pikirdeş
"aynı fikirde olan", sakgaldaş
"yaşıt -erkekler için-".
-dı/-di: Düzlük-yuvarlaklık ve ünsüz uyumlarına
girmez. Taklidî
isimler yapar: caññırdı "şangırtı",
gümmürdi "gümbürtü", gütürdi "kütürtü".
-hoor: Farsçaya ait bir ektir. Türkçe
kökenli kelimelerde de kullanılmaktadır: çaayhoor "çok çay içen", gaanhoor "canî, kâtil", paarahoor "rüşvet alan, rüşvetçi", süythoor "çok süt içen".
-ıstaan/-istaan, -ustaan/-üstaan: Farsça kaynaklı olan bu ek, diğer kelimelerin
yanı sıra yer adlarında yaygın olarak kullanılır. Söz konusu ek, Türkçe
kökenli kelimelere de eklenmektedir. Gazağıstaan
"Kazakistan", Türkmenistaan
"Türkmenistan",
çölüstaan "çöl yer, çöllük", gülüstaan
"çiçeklerle kaplı yer".
-käär, -ğäär: Farsçaya ait bir ektir.
Türkçe kökenli kelimelerde de kullanılmaktadır: coğaapkäär "sorumlu",
günääkäär "günahkâr, suçlu", küyzeğäär
"çömlekçi", umııdığäär "ümitli".
-keş: Farsçaya ait bir ektir. Türkçe kökenli
kelimelerde de kullanılır: arabakeş "kağnı
veya at arabasını süren kimse", düyekeş
"deve çeken, deveci", gııbatkeş
"dedikoducu, dedikodu eden", zähmetkeş
"çilekeş, çile çeken".
-kı/-ki,
-ku/-kü: Aitlik ifade eder: daağdaakı
"dağdaki", düynki "dünkü",
öñküden "öncekinden", seniñki
"seninki", soñkuca
"son, en son".
-lak/-lek:
İsimden
sıfat türetir: burunlak "iri
burunlu", eğinlek "geniş
omuzlu", gaşlak "kalın
kaşlı", saçlak "gür
saçlı".
-layın/-leyin:
"göre",
"şeklinde", "ile", "boyunca", "olarak"
gibi anlamlar ifade eder: aytmışlayın
"dediğine göre", halkalayın
"halka gibi", hepdeleyin
"bir hafta boyunca", töverekleyin
"bütün yönleri ile", vağtlayın
"geçici olarak".
-lı/-li,
-lu/-lü: Sıfat türetir: gaylı "tipili",
güyçlülik "güçlülük", öyli "evli".
-lık/-lik,
-luk/-lük: Varlıkların toplu olarak
bulundukları yeri belirten isimler yapar: daağlık "dağlık", daaşlık
"taşlık".
Alet isimleri yapar: ellik "eldiven", öñlük
"önlük".
İş ve meslek isimleri yapar:
esğerlik "askerlik", müdiirlik "müdürlük".
Soyut isimler yapar: doğanlık "kardeşlik", gözellik "güzellik".
-man/-men:
İnsana
ait herhangi bir organın normalinden daha büyük olduğunu ifade etmek için
kullanılır: gaabakman "göz
kapağı büyük olan", señrikmen
"iri burunlu".
-mtık/-mtik:
Tat
bildiren sıfatlara gelerek bunlardan benzerlik ve gibilik ifade eden yeni
kelimeler türetir: süycümtik
"tatlımsı", turşumtık "ekşimsi".
-mtıl/-mtil:
Renk
bildiren sıfatlardan benzerlik ve gibilik ifade eden kelimeler yapar: gööğümtil "mavimsi", saarımtıl "sarımtırak".
-ncı/-nci:
Sayı
isimlerine gelerek sıra ve derece bildiren isimler türetir: döördünci "dördüncü", oonuncı "onuncu".
Sayı isimlerinin dışında
birkaç kelimeye gelerek bunlardan da sıra ve derece bildiren isimler yapar: ilkinci "ilk, birinci", nääçenci
"kaçıncı", ortancı
"ortanca".
-raak/-rääk:
Bir
şeyin tadının, renginin veya durumunun normaline göre daha az olduğunu
gösterir: aağraak "biraz
ak", tääzerääk
"biraz yeni", uluraak
"büyükçe, biraz büyük".
-sa/-se:
Organ
adlarına gelerek bunlarla ilgili alet veya eşya isimleri türetir: alkımsa "yular", damaksa "boyna asılan süs
eşyası".
alkımsa örneğinde "alkım"ın anlamı
"çene"dir.
-sı/-si:
Benzerlik
ve gibilik ifade eden kelimeler türetir: goñursı
"kahverengimsi", öçüğsi "biraz
solgun".
-sız/-siz,
-suz/-süz: Olumsuz manalı sıfatlar yapar: alaaçsız
"çaresiz", iişsiz
"işsiz", suvsuz
"susuz".
-sov/-söv:
İsimden
sıfat türetir: çääğesöv "kumlu",
damaksov "açgözlü, obur".
İsimden
Fiil Yapma Ekleri
-a-/-e-:
Olma
ve yapma ifade eden fiiller türetir: baaya-
"zengin olmak", gaana-
"kanamak", giiñe-
"genişlemek".
-al-/-el-:
Olma
ifade eden fiiller türetir: daaral- "daralmak",
köpel- "çoğalmak".
-ar-/-er-:
Renk
bildiren sıfatlardan, oluş ifade eden geçişsiz fiiller türetir: aalar- "kızarmak", çaalar- "kırlaşmak", gööğer- "göğermek; morarmak".
İsimlerden geçişsiz fiiller
türetir: buuğar- "buharlaşmak", yaaşar- "yaşarmak".
İsimlerden geçişli fiiller
türetir: otar- "otlatmak", öyer- "evermek, evlen-dirmek".
-car-/-cer-:
Olma
ifade eden geçişsiz fiiller türetir: çañcar-
"hafifçe toz-lanmak", öölcer-
"nemlenmek, ıslanmak".
-cıra-/-cire-:
dercire- "hafifçe terlemek", hayalcıra- "kendini kay-betmek;
şaşırmak".
-da-/-de-:
Taklidî
isimlere gelerek bunlara ait hareketi
ifade eden fiiller türetir: güvvülde-
"uğuldamak", mıdırda-
"mırıldanmak".
Taklidî
olmayan birkaç isme gelerek bunlardan da fiiller türetir: aalda- "aldatmak", golda-
"desteklemek".
-gar-/-ger-,
-kar-/-ker-: pakgar- "deri
üzerinde şişlik oluşmak", pañkar-
"yersiz övünmek; yüksekten atmak".
-ğır-/-ğir-,
-ğur-/-ğür-; -kır-/-kir-, -kur-/-kür-: Taklidî
isimlere gelerek bunlara dayalı hareketleri ifade eden fiiller türetir: haykır- "haykır-mak", heñkir- "hıçkıra
hıçkıra ağlamak; bağırmak", hınçğır-
"hıçkırmak", tüykür-
"tükürmek", üsğür-
"öksürmek" .
-k-: Geçişsiz fiiller
türetir: biirik- "birleşmek;
kavuşmak", daarık-
"huzursuz olmak".
-l-: Sıfatlara gelerek
bunlardan oluş ifade eden fiiller türetir: gıısğal-
"kısalmak", iinçel-
"incelmek", yağtıl-
"aydınlanmak; şafak sökmek".
-la-/-le-:
İsmin
taşıdığı manaya dayalı iş, oluş ve hareketi ya da nes-nelerin belli bir hâle
girmesini ifade eder: eyele-
"sahip olmak", gucakla-
"kucaklamak", sözle-
"konuşmak".
Tabiat taklidi isimlerden
taklidî
fiiller yapar: määle-
"melemek", şırla- "şırıldamak".
Yabancı dillerden alınan
isimlerin fiil hâline
getirilmesinde önemli rol oynar: boronala-
"tırmıklamak", hasaapla-
"hesaplamak", hääzirle-
"hazır-lamak", normala-
"kurallı hâle
getirmek", tääzele-
"yenilemek¸ değiştirmek".
Sayı isimlerine gelerek bir
işi kaç kişinin birlikte yaptığını gösterir: ikile- "bir işi iki kişi birlikte yapmak", üçle- "bir işi üç kişi birlikte
yapmak".
-ra-/-re-:
İsmin
taşıdığı anlama dayalı hareketleri ifade eden fiiller türetir: däälire-
"delirmek", garañkıra-
"karanlık çökmek, kararmak".
-rğa-/-rğe-:
Tek
heceli isim ve sıfatlara gelerek bunlarla ilgili hareketleri belirten
fiiller türetir: geñirğe-
"hayret etmek; şaşırmak", nääzirğe-
"nazlanmak; kapris yapmak", yaadırğa-
"yadırgamak".
-sa-/-se-: küyse- "istemek; özlemek", suvsa- "susamak".
küyse- örneği, Türkmencede
"hayal, düşünce" anlamlarına gelen küy kelimesinden türetilmiştir.
-sıra-/-sire-,
-sura-,-süre-: Kişinin kendisini olduğundan başka göstermesini ifade eden fiiller
türetir: arkayınsıra-
"sakinmiş gibi davranmak", garııpsıra-
"kendini yoksul göstermek",
möönsüre- "hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmak", saadasıra- "kendini sade
saymak".
Bir şeye olan meyli, bir
şeye duyulan arzuyu gösteren fiiller türetir: çaaysıra- "çay içmek istemek", çilimsire- "sigara içmek istemek".
Fiilden
İsim Yapma Ekleri
-a/-e:
Fiilin
gösterdiği hareketle ilgili isim ve sıfatlar türetir: goşa "çift", otura
"felçli, kötürüm".
-aç/-eç:
Fiilin
gösterdiği hareketle ilgili isimler türetir: göreç "göz bebeği", tutaç
"tutacak".
-ağan/-eğen:
Fiilin
gösterdiği hareketin sürekliliğini ifade eden sıfatlar türetir: gezeğen "çok gezen", yatağan "çok yatan, uykucu".
-ak/-ek:
Fiilden
sıfat yapar: gorkak
"korkak", gülek "çok
gülen".
Eşya ve alet isimleri yapar: orak "orak", pıçak "bıçak".
Fiilden, başka tür isimler
yapar: böölek "parça", yığnak "toplantı".
-alğa/-elğe,
-lğa/-lğe: Ünsüzle biten fiillere "-alğa/-elğe"; ünlüyle biten fiillere
"-lğa/-lğe" şeklinde gelir.
Yer isimleri türetir: duralğa "durak, istasyon", geçelğe "geçit", okalğa "okuma salonu".
Fiillerden soyut ve somut
isimler türetir: aadalğa "terim",
tutalğa "sap, tutulacak
yer", yörelğe "âdet,
gelenek".
-anak/-enek:
Fiillerden
somut anlamlı isimler türetir: atanak
"iki çizginin birleşmesiyle oluşmuş şekil; kalın ip eğrilen alet", çitenek "salkım-dan kopan üzüm
taneleri".
-arman/-ermen:
Fiilden
sıfat türetir: iyermen "obur",
ölermen "ölüm-cül".
-ca/-ce:
Soyut
ve somut isimler yapar: güymence
"eğlence", ınanca "itimat,
güven; inanç", örtünce "örtü,
örtünülecek şey".
-cañ/-ceñ:
Ünsüz
uyuma girmez. Fiillerden, insana ait bir özelliği yansıtan sıfatlar türetir: başarcañ "başarılı,
gayretli", irinceñ
"üşengeç, uyuşuk", söveşceñ
"mücadeleci".
-ç: Fiillerin gösterdiği
hareketle ilgili soyut anlamlı isimler türetir: garğınç "kargış, beddua", gatanç "katkı", söyünç
"sevinç".
Fiilden sıfat yapar: güñleç "sağır
edici", sustlaç
"neşesiz".
-dacı/-deci:
Fiilden
isim yapar: çıkdacı "harcama,
gider", giirdeci "kazanç,
gelir".
-ğ: Fiilin gösterdiği
hareketle ilgili isimler türetir: baarlağ
"kontrol, yoklama", boyağ
"boya", dileğ "dilek".
-ğa/-ğe:
Ünsüz
uyumuna girmez. Fiilin gösterdiği hareketle ilgili isimler yapar: gemirtğe "kelek", govurğa "kavurga".
-ğak/-ğek:
Fiilden
sıfat türetir: bezğek "bezmiş,
bıkmış", bişğek "çabuk pişen",
gaçğak "kaçak", taayğak "kaygan".
-ğan/-ğen:
Çok
heceli fiillere gelir. Ünsüz uyumuna girmez. Sıfat ve isimler türetir: değişğen "şakacı", gömülğen "bir zehirli yılan
türü", uruşğan "dövüşken,
kavgacı".
-ğı/-ği:
Ünlü
ve ünsüz uyumlarına girmez. Fiilin gösterdiği hareketle ilgili soyut ve somut
isimler yapar: bıçğı "bıçkı,
testere", duyğı "duygu,
his", söyği "sevgi".
Pasiflik eki almış
fiillerden sıfat yapar: bürelği
"örtülmüş", yuvulğı
"yıkanmış".
-ğıç/-ğiç,
-ğuç/-ğüç: Ünsüz uyumuna girmez. Fiilin ifade ettiği hareketi gerçekleştiren
isimler yapar: bozğuç "silgi",
caanalğıç "azrail", çızğıç "cet-vel", iildirğiç "çengel", süzğüç "süzgeç".
-ğın/-ğin,
-ğun/-ğün: Ünsüz uyumuna girmez. Genellikle tek heceli fiillere gelir. Fiilin
gösterdiği hareketle ilgili özelliğin, herhangi bir varlıkta fazlaca bulunduğunu
gösteren isim ve sıfatlar yapar: aarğın
"yorgun", doyğun "doymuş",
düzğün "kural, kaide", gızğın "sıcak", iirğin "bıkkın".
-ğır/-ğir,
-ğur/-ğür: Ünsüz uyumuna girmez. Varlıkların kalıcı özelliğini ifade eden sıfatlar
yapar: bilğir "bilgiç, akıllı",
duyğur "çabuk sezen", sızğır "hassas, duyarlı", yüzğür "iyi yüzen".
-ğıt/-ğit,
-ğut/-ğüt: Ünsüz uyumuna girmez. Soyut ve somut isimler türetir: kesğit "karar, netice", salğıt "vergi; başlık parası",
yorğut "tabir, yorum".
-ı/-i:
Fiillere
gelerek bunların gösterdiği hareketle ilgili soyut ve somut isimler
türetir: boğı "demet", bukı "sığınak", örti "örtü".
-ıcı/-ici,
-ucı/-üci: Fiillere gelerek bunların hareket özelliklerini taşıyan isim ve
sıfatlar türetir: alıcı "alıcı,
müşteri", çekici "tartıcı",
yüzüci "yüzücü".
-ık/-ik,
-uk/-ük: Fiilin gösterdiği hareketle ilgili sıfatlar yapar: açık "açık", boğuk "boğuk", deşik "delik", dövük "kırık".
-ındı/-indi,
-undı/-ündi: Fiillerden somut anlamlı isimler türetir: çö-kündi "tortu, çökelti", gırındı "yonga".
-ış/-iş,
-uş/-üş: Fiillere gelerek bunlara ait iş isimleri yapar: çıkış "çıkma, çıkış", duruş "durma, duruş", geliş
"gelme, geliş", goorayış
"koru-ma", gülüş
"gülme, gülüş", sözleyiş
"konuşma".
Fiillerden, kalıcı isimler
türetir: uruş "savaş", yağış "yağmur", yeñiş
"zafer".
-m: Somut isimler de
türetmekle birlikte daha ziyade soyut isimler türetir: bilim "bilgi", çıdam
"tahammül, sabır", dilim
"dilim", sözlem
"cüm-le".
-ma/-me:
Fiillere
gelerek bunlardan kalıcı isimler türetir: gızzırma
"sıtma", golyazma "el
yazması", süzme
"süzme".
İş isimleri yapar: deñeşdirme
"karşılaştırma", yaatlama
"hatırlama".
Fiillerden sıfatlar türetir:
gızma "öfkeli", göçme "seyyar".
-maç/-meç:
Fiilin
gösterdiği hareketten kaynaklanan isimler türetir: gıykmaç "dilim -kavun, karpuz vb. için-", yaartmaç "yırtmaç".
Yemek isimleri türetir: kakmaç "ince dilinmiş ve pişirilmek
üzere hazırlanmış et parçası", ovmaç
"doğranmış ekmeğin yağda ezilmesiyle pişirilen bir yemek türü".
Fiillere gelerek bunlardan
zarf yapar: gıssanmaç "acele,
tez, çabuk", hovlukmaç
"acele, tez, çabuk".
-maça:
Fiillerden
isimler yapar: goşmaça "ekleme,
ek", tapmaça
"bil-mece".
-mak/-mek:
Fiillere
gelerek bunlara ait hareket isimleri yapar: dımmak
"susmak", diñlemek
"dinlemek".
Fiillerden kalıcı isimler
yapar: bulamak
"bulamaç", çakmak
"çakmak".
Kendisinden sonra datif
eki geldiği zaman "-mak/-mek"in ünlüsü uzar: barmak "gitmek" ® barmaağa "gitmeye", gelmek "gelmek" ® gelmääğe
"gelmeye".
-mazak/-mezek:
Fiilden
sıfat yapar: bozulmazak "bozulmaz",
dövül-mezek "kırılmaz".
-mık/-mik,
-muk/-mük: Fiillerden isim ve sıfat yapar: gaarcımık
"bo-ğuk -ses-", kesmik "kaçıp
gitmemesi için hayvanların ayağına bağlanan ya da boynuna asılan ağaç", ommuk "başı/ucu kırılmış
olan".
-mıt/-mit:
Fiillerden
soyut ve somut isimler türetir: almıt
"para; mü-kâfat,
ödül; cevap", iymit
"yiyecek, yemek, gıda".
-n: Fiilin gösterdiği
harekete bağlı isimler türetir: goşun
"ordu", tikin "dikiş", tütün "duman".
-t: Fiillere gelerek
bunlardan nesne ve yer isimleri türetir: bövet
"engel", çöküt
"çukur", geçit
"geçit".
-uv/-üv,
-v: Fiillere
gelerek bunlardan soyut ve somut isimler türetir: aylav "çember, halka", derñev
"yoklama, kontrol, teftiş", düzüv
"doğru, düzgün, iyi", yazuv "yazı".
-vaaç,
-avaaç/-evaaç: Ünlü uyumuna girmez. Fiillere gelerek bunlardan eşya ve alet isimleri
yapar: çızavaaç "cetvel", gapcavaaç "mandal, men-gene",
germevaaç "gergi", yelpevaaç "yelpaze".
-vuk/-vük:
Düzlük-yuvarlaklık
uyumuna girmez. Daha çok ışık ve seslerin gösterdiği harekete dayalı isim ve
sıfatlar türetir: endirevük
"titreyen, titrek", gübürdevük
"gürültülü ses çıkaran", yalpıldavuk
"ışıldayan, parlak".
-vul/-avul:
Düzlük-yuvarlaklık
uyumuna girmez. Fiilin gösterdiği harekete dayalı isimler türetir: garavul "bekçi, nöbetçi", gaytavul "cevap, karşılık".
Fiilden
Fiil Yapma Ekleri
-ala-/-ele-:
Kök
fiilin taşıdığı anlamı kuvvetlendirir:
basala- "çiğne-mek",
çekele- "çekiştirmek,
didiklemek", seçele-
"saçmak, dağıtmak".
-añkırla-/-eñkirle-:
Fiilin
gösterdiği hareketin sonuçlanmak üzere olduğunu belirtir ve fiili
pekiştirir: dooldurañkırla-
"doldurmak üzere olmak", yeteñkirle-
"yetişmek üzere olmak".
-ar-/-er-:
Oldurma
ve yaptırma ifade eden fiiller türetir: gaytar-
"geri çevirmek", gider-
"kaçırmak, elden çıkarmak".
-dar-/-der-:
Oldurma
ve yaptırma bildiren fiiller türetir: bökder-
"ata yük vurmak", döönder-
"döndürmek".
-dır-/-dir-,
-dur-/-dür-: Ünsüz uyumuna girmez. Oldurma ve yaptırma ifade eden fiiller türetir: äävdir-
"acele ettirmek", bööldür-
"böldürmek", dañdır-
"bağlatmak", dooldur-
"doldurmak".
-ır-/-ir-,
-ur-/-ür-: Oldurma ve yaptırma ifade eden fiiller türetir: bitir- "bitirmek, tamamlamak", gaçır- "kaçırmak", öçür-
"söndürmek", uçur-
"uçurmak".
-ışdır-/-işdir-,
-uşdır-/-üşdir-: Fiillerden sıklık çatısı türetir: boğuşdır-
"bağlamak", gerişdir- "asmak",
görüşdir- "gözden
geçirmek".
-l-: Edilgenlik ifade
eden fiiller türetir: bezel-
"süslenmek", okal-
"okunmak", yuvul- "yıkanmak".
-mala-/-mele-:
Kök
fiilin taşıdığı anlamı kuvvetlendirir ve fiilin göster-diği harekete
süreklilik kazandırır: gaaymala-
"kanat açarak uçup durmak",
gezmele- "gezinmek".
-n-: Dönüşlülük ifade
eden fiiller türetir: asın-
"kendisi için asmak", dolan-"dolanmak",
gizlen- "gizlenmek".
Pasiflik ifade eden fiiller
türetir: baarlan- "kontrol edilmek",
dilin- "dilme işlemi başkası
tarafından yapılmak".
-ş-: Bir işin karşılıklı
veya birlikte yapıldığını gösterir:
böküş- "birlikte sıçramak", duuşuş- "karşılaşmak", gülüş- "gülüşmek",
uruş- "dövüşmek, sa-vaşmak".
Oluş ifade eden fiiller
türetir: berkiş- "sertleşmek,
katılaşmak", yetiş- "yetişmek,
olgunlaşmak".
-t-: Oldurma ve ettirme
ifade eden fiiller türetir: okat-
"okutmak", tanat-
"tanıtmak".
-z-: Oldurma ve yaptırma
bildiren fiiller türetir: gorkuz-
"korkutmak", öörüz-
"kaldırmak; ürkütmek".
Birleşik kelime, bir
kavramı karşılamak üzere iki veya daha çok kelimenin birleşmesi neticesinde
ortaya çıkmaktadır. Birleşik kelimeler, bünyesindeki kelimelerin türleri açısından
birkaç grupta ele alınabilir:
1. İki ismin bir araya getirilmesiyle oluşan birleşik
kelimeler:
İki basit ismin bir
araya getirilmesiyle yapılanlar: ayak + gaap > ayakgaap "ayakkabı",
düye "deve" + guş > düyeğuş "deve kuşu", gül + yaka > gülyaka "yuvarlak
ve taşlı broş".
Basit isimle türemiş
ismin bir araya getirilmesiyle yapılanlar: göz
+
boyağçılık > gözboyağçılık
"kandırma, yanıltma", yool + başçı > yoolbaşçı "başkan, lider".
2. Sıfatla ismin/isimle sıfatın bir araya
getirilmesiyle oluşan birleşik kelimeler:
Basit sıfatla ismin
bir araya getirilmesiyle yapılanlar: bääş
+ daaş > bääşdaaş "beş taş oyunu", gara + guş > garağuş "epilepsi, sara", garrı "yaşlı" + gıız > garrığıız "çabuk
olgunlaşan bir tür kavun".
Türemiş sıfatla
ismin bir araya getirilmesiyle yapılanlar: ootlı
+ çöp > ootluçöp "kibrit", süytli
+ aş > süytlaş "sütlaç".
Basit isimle sıfatın
bir araya getirilmesiyle yapılanlar: hamıır
+ turşı "ekşi" > hamıırturşı "maya, hamur
mayası", içi + gara > içiğara "kıskanç".
3. İsimle fiilin bir araya getirilmesiyle oluşan birleşik kelimeler:
İsimle
"-ma/-me" eki almış fiilin bir araya getirilmesiyle yapılanlar: aara + kesme > aarakesme "ara,
aralık; tatil", gol + yazma > golyazma "el yazması".
İsimle bilinen
geçmiş zaman eki almış fiilin bir araya getirilmesiyle yapılanlar: aal +
basdı > aal + bassı > aalbassı "kâbus esnasında göze görünen şeytan veya cin gibi
varlıklar", göz + dañdı > gözdañdı "körebe".
Yukarıdaki
örneklerden "albassı"da
bilinen geçmiş zaman eki kalıp-laştıktan sonra "-sı" şekline
girmiştir. Bu durum, Türkmencede "sd/st" ünsüzlerinin ilerleyici
benzeşme yoluyla bazı örneklerde "-ss" şeklini alma-sından kaynaklanmıştır.
İsimle
"-an/-en" sıfat-fiil eki almış fiilin bir araya getirilmesiyle
yapı-lanlar: daaş + deşen > daaşdeşen "ağaçkakan", yel + yırtan > yelyırtan "baş örtüsü, şal".
İsimle
"-ar/-er" sıfat-fiil eki almış fiilin bir araya getirilmesiyle
yapı-lanlar: at + bakar > atbakar "seyis",
gün + doğar > gündoğar "doğu",
orun "yer" +
basar > orunbasar "yardımcı,
muavin".
4. İki fiilin bir araya getirilmesiyle oluşan
birleşik kelimeler: düş + düş > düşdüş "ağ ören, çok ayaklı, zararsız bir böcek", gidi + bermek > gidibermek "gitmeye
devam etmek; geçip gitmek", goyu + bermek > goybermek "vermek, dağıtmak; bırakmak, salıvermek;
yayımlamak".
Son örnek olan
"goyu + bermek > goybermek"te
kelimelerin birleşmesinden sonra orta hece ünlüsü "u" düşmüştür.
Biri ünlü, diğeri
ünsüzle biten iki kelime bir araya gelerek birleşik kelime oluşturduklarında,
ilk kelimenin sonunda bulunan ünlü düşmektedir: saarı + uun > saaruun "küspe", süytli + aş > süytlaş "sütlaç",
yaaşı + ulı > yaaşulı "yaşlı,
ihtiyar" vb.
İSİM
Çokluk
Türkmencede çokluk,
tek varlığı gösteren isimlerin sonuna "-lar/-ler" eki getirilerek
yapılır: ağaç "ağaç" ® ağaçlar "ağaçlar", depe "tepe" ® depeler "tepeler", garğa "karga" ® garğalar "kargalar", kööl "göl" ® kööller "göller".
Çokluk eki, aile
fertlerinden oluşan topluluğu ifade etmek için de kullanılır: Berdileriñ öyi "Berdiler'in
evi", Saparlarıñ oobası "Saparlar'ın
köyü".
İlgi hâli ve iyelik
eki almış kelimelerde çokluk ekinin nadiren titrek olan "r"si düşer
ve "-la/-le" şekline girer: gapılarıñ
öñi aal + bassı > gapılañ
öñi "kapıların önü", seniñ
köşkleriñ aal + bassı > seniñ köşkleñ "senin köşklerin".
İyelik Ekleri: Bir nesnenin hangi şahsa
veya neye ait olduğunu gös-terirler. Türkmencede kullanılan iyelik ekleri
şunlardır:
Teklik Çokluk
1. -m 1. -mız/-miz
2. -ñ 2. -ñız/-ñiz
3. -ı/-i, -sı/-si 3. -ı/-i, -sı/-si
almaam "elmam"* gapıım "kapım"
golum
"kolum" öyüm "evim"
almaañ gapııñ goluñ öyüñ
alması gapısı golı öyi
almaamız
gapıımız golumız
öyümiz
almaañız
gapııñız goluñız
öyüñiz
alması
gapısı golı öyi
Yukarıdaki
örneklerde de görüldüğü gibi sonu ünlüyle biten bir keli-meye teklik ve çokluk birinci, ikinci şahıs
iyelik ekleri geldiği zaman söz konusu kelimenin sonundaki ünlü uzar. Bu
kural, ünlüyle biten aile adlarından yalnızca ata "baba" kelimesi için geçerlidir. Diğer akraba adları
ünlüyle bitseler bile bunlarda uzama görülmez.
Hâl
Yalın Hâl: İsimlerin, hâl eklerinden
herhangi birini almamış şeklidir: gaar
"kar", gıızlar
"kızlar", gulak
"kulak", öyüm "evim",
sallançağıñ "senin salıncağın",
sandık "sandık".
İlgi Hâli: İlgi hâli eki, ünlüyle biten
kelimelerde "-nıñ/-niñ, -nuñ/-nüñ", ünsüzle bitenlerde
"-ıñ/-iñ, -uñ/-üñ" şeklindedir: İkinci heceden sonra ekin yuvarlak
şekli kullanılmaz: daaşıñ "taşın",
ecääniñ "annenin", gözüñ "gözün", iişiñ "işin", kişiiniñ "kişinin", oobaanıñ "köyün", yooluñ "yolun".
ecääniñ, kişiiniñ
ve oobaanıñ örneklerinde görüldüğü
gibi bir ismin sonunda bulunan ünlü, söz konusu isim ilgi hâli eki aldığında
uzar.
İlgi hâli eki almış
kelimelerde yer yer ses düşmesi görülür. Bu ses düşmesi neticesinde sadece
"-ñ" de ilgi hâli eki olarak kullanılmaktadır: daaşlarıñ gövsi > daaşlañ
gövsi "taşların göğsü", düyääniñ
ayağı > düyääñ ayağı
"devenin ayağı", onuñ bilen
> oñ bilen "onunla", seniñ yaalı > señ yaalı "senin gibi".
Yükleme Hâli: Yükleme hâli eki, ünsüzle
biten kelimelerde "-ı/-i", ünlüyle biten kelimelerde ise
"-nı/-ni"dir: baalaanı
"yavruyu", daağı
"dağı", deñizi "denizi",
gapıını "kapıyı", göçğüni "heyecanı; öfkeyi", pağtaanı "pamuğu".
baalaanı, gapıını
ve pağtaanı örneklerinde görüldüğü
gibi ismin sonunda bulunan ünlü, bu isim yükleme hâli ekini aldığında
uzamaktadır.
Yaklaşma Hâli: Yaklaşma hâli eki
"-a/-e"dir: eñeğe "çeneye",
gaana "kana", ikää "ikiye", köyneğe "gömleğe", tañkaa "çaydanlığa", uukaa "uy-kuya".
Bu örneklerdeki ikää, tañkaa ve uukaa kelimelerinin yaklaşma hâli eki almadan önceki şekilleri; iki, tañka
ve uukı'dır.
ikää, tañkaa
ve uukaa örneklerinde görüldüğü gibi
bir ismin sonunda bulunan ünlü, söz konusu isim yaklaşma hâli ekini aldığında
uzar.
Örneklerde de
görüldüğü gibi, sonlarında "ı/i" ünlüsü bulunduran kelimelerin
yaklaşma hâlinde, uzamanın yanında bir ünlü dönüşümü de söz konusudur.
Fiilden isim yapma
eki "-mak/-mek"in ünlüsü, yaklaşma hâli ekini alınca uzar: atmak "atmak" ® atmaağa "atmaya", gelmek
"gelmek" ® gelmääğe "gelmeye".
Bulunma Hâli: Bulunma hâli eki
"-da/-de"dir: daşarıda
"dışarıda", säherde
"seher vaktinde", tirsekde "dirsekte",
uçutda "uçurumda", uruşda "savaşta".
tirsekde, uçutda
ve uruşda örneklerinde görüldüğü
gibi bulunma hâli eki ünsüz uyumuna girmemektedir.
Bulunma hâli ekinden
sonra "-kı/-ki" aitlik eki gelince bulunma hâli ekinin ünlüsü
uzamaktadır: deñizdääki
"denizdeki", ortadaakı
"ortadaki".
Uzaklaşma Hâli: Uzaklaşma hâli eki
"-dan/-den"dir: buğdaydan "buğdaydan",
bulutdan "buluttan", erkekden "erkekten", serçeden "serçeden", uzakdan "uzaktan".
bulutdan ve uzakdan örneklerinde görüldüğü gibi
uzaklaşma hâli eki ünsüz uyumuna girmemektedir.
Eşitlik
Hâli: "-ça/-çe"
ekiyle yapılmaktadır: mençe "bana
göre", öözüçe "kendine
göre".
Soru
İsimlerin soru şekli,
"-mı/-mi, -mu/-mü" ekiyle yapılır. Yuvarlak şekli çok seyrek
kullanılan soru eki, Türkmencede kelimeye bitişik yazılır: ağaçmı "ağaç mı", däälmi
"değil mi", guşmı "kuş
mu", düyşmükää "düş mü
ki", sağmı "sağ mı", şuumukaa "şu mu ki".
İsim Çekimi
İsim çekiminin "şimdiki zaman, bilinen geçmiş zaman ve öğrenilen
geçmiş zaman" olmak üzere üç türü bulunmaktadır.
Şimdiki Zaman: "-dır/-dir"
bildirme ekiyle yapılır. Bu ek, ünsüz uyu-muna girmez:
öylüdirin "evliyim" yaaşdırın "gencim"
öylüdirsiñ yaaşdırsıñ
öylüdir yaaşdır
öylüdiris yaaşdırıs
öylüdirsiñiz yaaşdırsıñız
öylüdirler yaaşdırlar
İsim çekiminin şimdiki zamanı, isme herhangi bir ek getirilmeyip
zamir-ler kullanılarak da yapılabilir: biz
cuvaan "delikanlıyız", men Türkmen "Türkmenim" vb.
Olumsuzu, "dääl" kelimesiyle yapılır: iişçi dääldirin "işçi değilim", iişçi dääldiris "işçi
değiliz".
Bilinen Geçmiş Zaman: "-dı/-di" ekiyle
yapılır. Ünlü ile biten keli-melerde araya yardımcı ses gelmez:
derlidim
"terliydim" muğallımdım "öğretmendim"
derlidiñ muğallımdıñ
derlidi muğallımdı
derlidik muğallımdık
derlidiñiz muğallımdıñız
derlidiler muğallımdılar
Olumsuzu,
"dääl" kelimesiyle yapılır: güyçli
dääldiñ "güçlü değildin", güyçli
dääldiñiz "güçlü değildiniz".
Öğrenilen Geçmiş Zaman: İki türlüdür. Birinci türü,
"-mış/-miş" ekiy-le yapılır:
garrımışın "yaşlıymışım" nääzlimişin
"nazlıymışım"
garrımışıñ nääzlimişiñ
garrımış nääzlimiş
garrımışık nääzlimişik
(garrımışımız)* (nääzlimişimiz)
garrımışıñız nääzlimişiñiz
garrımışlar nääzlimişler
İsim çekiminin
öğrenilen geçmiş zamanının birinci türünde isimden önce zamirlere de yer
verilebilir: biz umııtlımışık
"umutluymuşuz", sen
sovatlımışıñ "aydınmışsın", ol
sayhallımış
"ağırbaşlıymış".
İkinci türü,
"eken" kelimesiyle yapılır:
çopan ekenim
"çobanmışım" aaç ekenim "açmışım"
çopan ekeniñ aaç ekeniñ
çopan ekeni aaç ekeni
çopan ekenik aaç ekenik
(çopan ekenimiz)
(aaç ekenimiz)
çopan ekeniñiz aaç ekeniñiz
çopan ekenler aaç ekenler
Her iki türün
olumsuzu da "dääl" kelimesiyle yapılır: eciiz däälmiş "aciz değilmiş", eciiz däälmişik "aciz değilmişiz", saavçı dääl ekenim "dünürcü değilmişim", saavçı dääl ekenler "dünürcü değilmişler".
ZAMİRLER
Şahıs Zamirleri: Şahıs zamirleri, şahısların
yerine kullanılarak onları temsil ederler. Türkmencedeki şahıs zamirleri
şunlardır: men, sen, ol, biz, siz,
olar. İsimlere gelen hâl ekleri
şahıs zamirlerine de gelmektedir. Daha iyi anlaşılacağı düşünülerek bu durum
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Yalın Hâl |
İlgi Hâli |
Yükleme Hâli |
Yaklaşma Hâli |
Bulunma Hâli |
Uzaklaşma Hâli |
Eşitlik Hâli |
men |
meniñ |
meni |
maña |
mende |
menden |
mençe |
sen |
seniñ |
seni |
saña |
sende |
senden |
sençe |
ol/o |
onuñ |
onı |
oña |
onda |
ondan |
onça |
biz |
biziñ |
bizi |
bize |
bizde |
bizden |
bizçe |
siz |
siziñ |
sizi |
size |
sizde |
sizden |
sizçe |
olar |
olarıñ |
oları |
olara |
olarda |
olardan |
olarça |
Türkmencede sınırlı sayıda
kelimeye getirilen vasıta hâli eki "-n", şahıs zamirlerinde
kullanılmaz. Bu sebeple "vasıta hâli" tabloda yer almamıştır. Ancak
zamirlerden sonra "bilen" edatı getirilerek bu görev karşılanmaktadır:
meniñ bilen "benimle", seniñ bilen "seninle" onuñ bilen "onunla", biziñ bilen "bizimle", siziñ bilen "sizinle", olar bilen "onlarla".
İşaret Zamirleri: Nesneleri işaret etmek,
göstermek suretiyle karşılarlar. İşaret zamirleri şunlardır: buu, şuu,
ol/o, şol/şo, bular, şular, olar, şolar. İsimlere
gelen hâl ekleri, işaret zamirlerine de gelmektedir. Bu durum, aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir:
Yalın Hâl |
İlgi Hâli |
Yükleme Hâli |
Yaklaşma Hâli |
Bulunma Hâli |
Uzaklaşma Hâli |
Eşitlik Hâli |
buu |
munuñ |
munı |
muña |
munda |
mundan |
munça |
şuu |
şunuñ |
şunı |
şuña |
şunda |
şundan |
şunça |
ol/o |
onuñ |
onı |
oña |
onda |
ondan |
onça |
şol/şo |
şonuñ |
şonı |
şoña |
şonda |
şondan |
şonça |
bular |
bularıñ |
buları |
bulara |
bularda |
bulardan |
bularça |
şular |
şularıñ |
şuları |
şulara |
şularda |
şulardan |
şularça |
olar |
olarıñ |
oları |
olara |
olarda |
olardan |
olarça |
şolar |
şolarıñ |
şoları |
şolara |
şolarda |
şolardan |
şolarça |
Türkmencede az sayıda
kelimeye getirilen vasıta hâli eki "-n", işaret zamirlerinde
kullanılmaz. Bu sebeple "vasıta hâli" tabloda yer almamıştır. Ancak
zamirlerden sonra "bilen" edatı getirilerek bu görev karşılanmaktadır:
munuñ bilen "bununla", şunuñ bilen "şununla", onuñ bilen "onunla", şonuñ bilen "onunla", bular bilen "bunlarla", şular bilen "şunlarla", olar bilen "onlarla", şolar bilen "onlarla".
Dönüşlülük Zamirleri: Şahısları zamir olarak
temsil ederler. Dönüş-lülük zamiri "ööz"dür: öözüm "kendim", öözüñ
"kendin", öözi
"kendisi", öözümiz
"kendimiz", öözüñiz
"kendiniz", öözleri
"kendileri". İsimlere gelen hâl ekleri işaret zamirlerine de
gelmektedir. Bu durum, aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Yalın Hâl |
İlgi Hâli |
Yükleme Hâli |
Yaklaşma Hâli |
Bulunma Hâli |
Uzaklaşma Hâli |
Eşitlik Hâli |
öözüm |
öözümiñ |
öözümi |
öözüme |
özümde |
öözümden |
öözümçe |
öözüñ |
öözüñiñ |
öözüñi |
öözüñe |
öözüñde |
öözüñden |
öözüñçe |
öözi |
öözüniñ |
öözüni |
öözüne |
öözünde |
öözünden |
öözüçe |
öözümiz |
öözümiziñ |
öözümizi |
öözümize |
öözümizde |
öözümizden |
öözümizçe |
öözüñiz |
öözüñiziñ |
öözüñizi |
öözüñize |
öözüñizde |
öözüñizden |
öözüñizçe |
öözleri |
öözleriniñ |
öözlerini |
öözlerine |
öözlerinde |
öözlerinden |
öözleriçe |
Türkmencede çok az
sayıda kelimeye getirilen vasıta hâli eki "-n", dönüşlülük zamirlerinde
de kullanılmaz. Bu sebeple "vasıta hâli" tabloda yer almamıştır.
Ancak bu görev, zamirlerden sonra "bilen" edatı getirilerek karşılanmaktadır:
öözüm bilen "kendimle", öözüñ bilen "kendinle" öözi bilen "kendisiyle", öözümiz bilen "kendimizle", öözüñiz bilen "kendinizle", öözleri bilen "kendileriyle".
SIFATLAR
Sıfatlar, isimlerin önüne gelerek onları niteler. Türkmencede sıfatlar birkaç grupta ele alınmaktadır: Niteleme sıfatları, işaret sıfatları, sayı sıfat-ları, belirsizlik sıfatları ve soru sıfatları.
Niteleme Sıfatları
Niteleme sıfatları,
varlıkları değişik yönlerden niteler. Türkmencede yaygın olarak kullanılan
niteleme sıfatları şunlardır: aacı "acı",
aaz "az", beyik "yüksek, yüce", daar "dar", doğrı "doğru, düz", doolı "dolu", gara "kara", göök "mavi", kiçi "küçük", süyci "tatlı", ulı "büyük", yağşı "iyi".
Bu sıfatların
niteleyici özelliği, bir isimden önce gelince belirginleşir: aak köynek
"beyaz gömlek", añsaat iiş "kolay
iş", giiñ dünyää "geniş
dünya", göök mooncuk "mavi
boncuk", kööne goñşı "eski
komşu", tääze geyim "yeni
elbise".
Sıfatların Pekiştirilmesi
Sıfat özelliği
taşıyan bir kelimenin ilk hecesi veya ilk hecenin son ünsüzüne kadar olan
kısmı tekrarlanıp, tekrarlanan hecenin sonuna "m, p, s" ünsüzlerinden
herhangi biri getirilerek yapılır: aak
"ak, beyaz" > ap-aak
"apak, bembeyaz", gatı
"katı" > gap-gatı
"kaskatı", göök "gök,
mavi" > göm-göök
"gömgök, masmavi", ıssı
"sıcak" > ıp-ıssı "sımsıcak",
teğelek "yuvar-lak" > tes-teğelek "yusyuvarlak", yañı "yeni" > yap-yañı "yepyeni".
Sıfatların Dereceleri
Karşılaştırma Derecesi: "-dan/-den"
uzaklaşma hâli ekiyle yapılmak-tadır. Bir varlığın üzerinde durulan
niteliğinin, ikinci bir varlığınkine göre daha güçlü olduğunu gösteren
karşılaştırma derecesinin iki türlü kullanımı söz konusudur:
1. Karşılaştırılan iki varlığın adı da anılır:
Sen kalbıma hovaadan yakıın. "Sen kalbime
havadan yakınsın.".
Durmuş bääğüldenem yakımlı. "Hayat, gülden de
parıltılı.".
2. Karşılaştırılan varlıklardan sadece birinin adı
anılır. Ancak ismi zikredilmeyen diğer varlık da konuşan kişi tarafından
bilinir:
Buuzdan sovuk. "Buzdan soğuk.".
Günden uzak. "Güneşten uzak.".
Üstünlük Derecesi: Sıfatların önüne iñ kelimesi getirilerek yapılır. Bir
sıfatın niteliğinin, normaline göre en üstün olduğunu gösterir: belent "yük-sek, yüce" > iñ belent "en yüksek, en
yüce", güyçli "güçlü"
> iñ güyçli "en güçlü", sahıı "cömert" > iñ sahıı "en cömert", yakıın "yakın" > iñ yakıın "en yakın".
Türkmencede kullanılan
işaret sıfatları şunlardır: buu "bu",
şuu "şu", o "o", ol "o", şo "o,
şu", şol "şu, o".
İşaret sıfatları,
göstermek suretiyle varlıkların yerlerini belirtir: buu caan "bu can", o
caay "o ev", ol ovaaz
"o ses", şo yaap "şu
kanal", şol köçe "o
sokak", şuu kitaap "şu
kitap".
Sayı Sıfatları
1. Asıl Sayı Sıfatları
Temel Sayılar: 0-nol "sıfır", 1-bir,
2-iki, 3-üç, 4-döört, 5-bääş, 6-altı, 7-yedi, 8-sekiz, 9-dokuz, 10-oon, 20-yiğrimi, 30-otuz, 40-kırk, 50-elli, 60-altmış, 70-yetmiş, 80-seğsen "seksen", 90-toğsan "doksan", 100-yüz/bir yüz, 1000-müñ/bir müñ, 1.000.000-million/bir
million "milyon/bir milyon", 1.000.000.000-milliard/bir milliard "milyar/bir milyar",
1.000.000.000.000-trillion/bir trillion
"trilyon/bir trilyon"
Sayı Grubu Şeklinde Olanlar: 13-oon üç, 36-otuz altı, 44-kırk döört,
87-seğsen yedi, 95-toğsan bääş, 102-yüz iki, 168-yüz altmış sekiz,
251-iki yüz elli biir, 1999-bir müñ/müñ dokuz yüz toğsan dokuz,
2572-iki müñ bääş yüz yetmiş iki vb.
Sıfat Tamlaması Kuruluşundaki Sayılar: 200-iki yüz, 300-üç yüz, 400-döört yüz,
500-bääş yüz, 600-altı yüz, 700-yedi yüz, 800-sekiz yüz,
900-dokuz yüz, 2.000-iki müñ, 5.000-bääş müñ, 4.000.000-döört
million, 7.000.000-yedi million,
4.000.000.000-döört milliard,
8.000.000.000-sekiz milliard vb.
2. Sıra Sayı Sıfatları: "-ıncı/-inci,
-uncı/-ünci, -ncı/-nci" ekinin kullanıl-masıyla yapılır: birinci, ikinci, üçünci, döördünci, bääşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzıncı, oonuncı vb.
Sıra sayılarına
gelen ek, Türkmencede aahırıncı
"sonuncu", ilkinci
"birinci", nääçinci/nääçenci
"kaçıncı", ortancı
"ortanca" kelimelerinde de kullanılmaktadır.
3. Üleştirme Sayı Sıfatları: Sayı ifade eden
kelimeler tekrarlanarak, tekrarlanan kelimelerin ikincisine uzaklaşma hâli
eki getirilerek veya herhangi bir sayı isminin ardından "biir"e yer
verilerek yapılmaktadır: biir-biir
"birer birer", bir-birden
"birer birer", iki-ikiden
"ikişer ikişer", ikibiir
"ikişer ikişer", üç-üçden
"üçer üçer", üçbiir
"üçer üçer", altı-altıdan
"altışar altışar", dokuz-dokuzdan
"dokuzar dokuzar", yüz-yüzden
"yüzer yüzer".
Sayı ismi
"bir"in ünlüsü normalde kısadır. Ancak bu kelime, herhangi bir sayı
isminin veya bir başka ismin arkasından gelirse ünlüsü uzamaktadır: ikibiir "ikişer ikişer", üçbiir "üçer üçer".
4. Kesir Sayı Sıfatları: Kesirli sayıları oluşturmada
uzaklaştırma hâli eki önemli bir rol üstlenmektedir: 1/4-döörtden biir "dörtte bir/bir bölü dört", 1/2-ikiden biir "ikide bir/bir bölü
iki", 4/5-bääşden döört
"beşte dört/dört bölü beş", 0,7-nol
bitiin oondan yedi "sıfır tam onda yedi", 1,6-bir bitiin oondan altı "bir tam
onda altı", 6,61-altı bitiin yüzden
altmış biir "altı tam yüzde altmış bir", 4,5-döört bitiin oondan bääş/döört yaarım "dört tam onda beş/dört
buçuk", % 42-kırk iki
protsent/yüzden kırk iki "yüzde kırk iki".
Belirsizlik Sıfatları
Türkmencede yaygın
olarak kullanılan belirsizlik sıfatları şunlardır: başğa "başka", beyleki
"diğer", bir "bir",
birnääçe "birkaç", ähli "bütün", her "her", kääbir "bazı, kimi".
Belirsizlik
sıfatları, nesnelerin dış özelliklerini, sayılarını, miktarlarını belirsiz bir şekilde ifade ederler: bir aadam "bir adam", birnääçe batrak "birkaç
işçi", ähli äälem "bütün
dünya", her giice "her
gece".
Soru Sıfatları
Türkmencede yaygın
olarak kullanılan soru sıfatları şunlardır: haysı
"hangi", nääçe "kaç,
ne kadar", nääçinci/nääçenci
"kaçıncı", nääçeden "kaçar",
näähili "nasıl".
Soru sıfatları,
nesneleri soru hâlinde belirtirler: haysı
hazan yeli "hangi hazan yeli", nääçe aadam "ne
kadar insan", nääçenci klas
"kaçıncı sınıf", näähili goşğı
"nasıl bir şiir", nääçe planeta
"kaç gezegen".
ZARFLAR
Yer Zarfları
Fiilin yönünü
gösterirler. Türkmencede kullanılan yer zarfları şunlardır: añrı "öte", aşaak "aşağı", bääri "beri", daşarı "dışarı", gayra "geri", içeri "içeri", ileri "ileri", yokarı "yukarı".
Zaman Zarfları
Fiilin zamanını
gösterirler. Türkmencede yaygın olarak kullanılan zaman zarfları şunlardır: ağşam "akşam", buu gün "bu gün", derrev "hemen, derhal", düyn "dün", ertiir "yarın; sabah", giice "gece", giiç "geç", gündiiz "gündüz", günortaan "öğleyin", hemiişe "daima, her zaman", iir "erken", indi "şimdi", kääte "bazen, ara sıra", öñ "önce", soñ "sonra", yañı "demin, biraz önce", yene "yine".
Hâl Zarfları
Hâl ve tavır ifade
ederek fiilleri nitelerler. Türkmencede yaygın olarak kullanılan hâl zarfları
şunlardır: beyle "böyle", çalt "hızlı, çabuk", erbet "kötü", eyle "öyle", govı "iyi", oğrıın "gizlice", şeyle "şöyle", yuvaş "yavaş", yuvaşca "yavaşça".
Miktar Zarfları
Miktar ve derece
bildirerek fiilleri nitelerler. Türkmencede kullanılan miktar zarfları şunlardır:
aaz "az, eksik", biraaz "biraz", haas "daha", iñ "en", köp "çok", örään
"pek, çok".
Bunların dışında
sayıların tekrar edilmesiyle yapılan miktar zarfları da bulunmaktadır.
Sayılar tekrar edilirken genellikle ikinci sayının sonuna bir uzaklaşma hâli
eki getirilir: biir-biir "birer birer", üç-üçden "üçer üçer", bääş-bääşden
"beşer beşer", altı-altıdan
"altışar altışar", sekiz-sekizden
"se-kizer sekizer".
Soru Zarfları
Fiilleri soru
yoluyla nitelerler. Türkmencedeki soru zarfları şunlardır: nääçe "ne kadar", näähili "nasıl", nääme üçiin "niçin, neden", näävağt "ne zaman", neneñ "nasıl", niçik "nasıl".
EDATLAR
Seslenme Edatları
His ve heyecan ifade
ederler: a "a", ah "ah", beh "of, öf", behey
"oh", bövf "of,
öf", ey "ey", oh "oh", övf "of, öf", vah
"vah, tüh".
Birisini veya bir
şeyi göstermek için kullanılırlar: ana "işte,
aha", anhaa "aha,
işte", ınhaa "aha,
işte", ine "işte,
aha", tää "ta, te".
Cevap Edatları
Tasdik veya red
ifade ederler: bolar "olur",
bolyaar "pekâlâ", elbetde "elbette, tabiî", hava "evet", hää "evet", şübhesiz "şüphesiz, kuşkusuz",
yook "hayır".
Bağlama Edatları
Kelimeleri, kelime
gruplarını ve cümleleri birbirine bağlarlar. Türk-mencede yaygın olarak kullanılan
bağlama edatları şunlardır: belki
"belki", bilen
"ile", bolmasa "bari,
hiç olmazsa", çünki
"çünkü", diymek "demek
ki", eğer "eğer", emmaa "fakat, ama", gööyää "sanki, güya", hatdaa "hatta", hem "ve", kääşğä "keşke", ve
"ve", yaa "veya",
yaa daa "ya da", yağnı "yani", yoğsa "yoksa, aksi hâlde", yööne "fakat, anacak".
Son Çekim Edatları
Sonuna geldiği
isimle cümledeki diğer kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran görevli
kelimelerdir: baarada
"hakkında", bakaan
"doğru", başğa
"başka", bilen
"ile", çenli "kadar",
diyip "diye", garamazdan "rağmen", garşı "karşı", görää "göre", hakda "hakkında", hakında "hakkında", öñ "önce", saarı "doğru", sebääpli "yüzden, yüzünden,
dolayı, ötürü", soñ
"sonra", tarap
"doğru", üçiin
"için", yaalı "gibi,
kadar".
Bilinen
Geçmiş Zaman: Bilinen geçmiş zaman eki "-dı/-di, -du/-dü"-dür. Ünsüz
uyumuna girmeyen bu ekin yuvarlak şekli yazılışta yuvarlak ünlüyle başlayan
fiillerin ikinci hecesinde kullanılır. Teklik üçüncü şahıs-larda her zaman düz
şekli bulunur. Söyleyişte ise, yuvarlak ünlüyle başlayan fiillerin ikinci
hecesinden sonra da söz konusu ek yuvarlaktır:
aytdım "söyledim" bökdüm "zıpladım" güldürdim
"güldürdüm"
aytdıñ bökdüñ
güldürdiñ
aytdı bökdi güldürdi
aytdık bökdük güldürdik
aytdıñız bökdüñiz güldürdiñiz
aytdılar bökdüler güldürdiler
Olumsuzu,
"-ma/-me" ekiyle yapılır: aytmadım
"söylemedim", aytmadı "söylemedi", bökmedik "zıplamadık", bökmediler "zıplamadılar", güldür-medi "güldürmedi".
Öğrenilen
Geçmiş Zaman: Türkmencede öğrenilen geçmiş zaman eki olarak "-pdır/-pdir"
kullanılır. Ünlüyle biten fiile bu ek geldiğinde fiilin so-nundaki ünlü uzar:
dokaapdırın "dokumuşum" görüpdirin
"görmüşüm"
dokaapdırsıñ görüpdirsiñ
dokaapdır görüpdir
dokaapdırıs görüpdiris
dokaapdırsıñız görüpdirsñiz
dokaapdırlar görüpdirler
Öğrenilen geçmiş zamanın
olumsuzu, "-maan/-mään" ekiyle ifade edilmektedir. Bu ekin ünlüsü
daima uzundur: dokamaandırın "dokumamışım",
dokamaandırsıñız "dokumamışsınız",
görmäändir "görmemiş", görmään-diris "görmemişiz".
Şimdiki Zaman: Şimdiki zaman eki "-yaar/-yäär"dir.
Bu ekin ünlüsü daima uzundur:
baryaarın "gidiyorum" övrenyäärin "öğreniyorum"
baryaarsıñ övrenyäärsiñ
baryaar övrenyäär
baryaarıs övrenyääris
baryaarsıñız övrenyäärsiñiz
baryaarlar övrenyäärler
Bazen şimdiki zaman
ekinin "r"si düşmekte ve "-yaa/-yää" şekline girmektedir:
garaşyaan "bekliyorum" eşidyään "işitiyorum"
garaşyaañ eşidyääñ
garaşyaa eşidyää
garaşyaas eşidyääs
garaşyaañız eşidyääñiz
garaşyaalar eşidyääler
Olumsuzu,
"-ma/-me" ekiyle yapılır: barmayaarın
"gitmiyorum", övrenmeyäärsiñiz
"öğrenmiyorsunuz", garaşmayaa
"beklemiyor", eşidmeyääs "işitmiyoruz".
Türkmencede
süreklilik ifadesi taşıyan bir şimdiki zaman türü vardır ve bu şimdiki zaman
"dur-, otur-, yat-, yör-" yardımcı fiillerinin hece yutumuna uğramış
şekilleriyle ifade edilir. Bu yardımcı fiillerden önce gelen asıl fiiller ise
zarf-fiil eki alır:
geçip duurun "geçmekteyim" gelip
otıırın "gelmekteyim"
geçip duursuñ gelip
otıırsıñ
geçip duur gelip otıır
geçip duurus gelip otıırıs
geçip duursuñız gelip otıırsıñız
geçip duurlar gelip
otıırlar
gezip yatıırın "gezmekteyim" iişlääp
yöörün "çalışmaktayım"
gezip yatıırsıñ iişlääp
yöörsüñ
gezip yatıır iişlääp yöör
gezip yatıırıs iişlääp yöörüs
gezip yatıırsıñız iişlääp
yöörsüñiz
gezip yatıırlar iişlääp
yöörler
Türkmencede şimdiki zamanın bir başka türü daha vardır ve bunun sadece olumsuzu bulunmaktadır. Şimdiki zamanın bu türü, fiil köklerine iyelik eki almış "-an/en" sıfat-fiil eki ve "yook" kelimesinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu oluşum sırasında bir hece kaynaşması ve ses düşmesi meydana gelmektedir. Olumsuz şimdiki zaman, ünlüyle biten fiillerle kurulduğunda fiilin sonundaki ünlü uzar. Esasında bu uzama, ünlüyle biten bir fiile "-an/-en" sıfat-fiil ekinin getirilmesiyle alâkalıdır:
okaamook "okumuyorum" < okaanım
yook
okaañook < okaanıñ
yook
okaanook < okaanı
yook
okaamzook < okaanımız
yook
okaañzook < okaanıñız
yook
okaanooklar < okaanları yook
unudamook "unutmuyorum" < unudanım yook
unudañook < unudanıñ
yook
unudanook < unudanı
yook
unudamzook < unudanımız
yook
unudañzook < unudanıñız
yook
unudanooklar < unudanları
yook
Geniş Zaman: "-ar/-er"
ekiyle kurulan geniş zaman, Türkmen
gramerlerinde "belirsiz gelecek zaman" adıyla "gelecek
zaman" bahsinde ele alın-maktadır. Geniş zaman eki, ünlü ile biten
fiillere geldiğinde ekin ünlüsüyle kelime sonundaki ünlü kaynaşmakta ve
ünlü uzunluğu ortaya çıkmaktadır:
aların "alırım" diñläärin "dinlerim" garaarın
"bakarım"
alarsıñ diñläärsiñ
garaarsıñ
alar diñläär garaar
alarıs diñlääris garaarıs
alarsıñız diñläärsiñiz garaarsıñız
alarlar diñläärler garaarlar
Yukarıdaki çekimde ünlü uzaması görülen fiillerin kökü, "diñle-" ve "gara-" şeklindedir.
Geniş zamanın olumsuzu biraz farklıdır. Teklik birinci ve ikinci
şahıs-larda "-mar/-mer", üçüncü şahıslarda ise "-maz/-mez"
eki kullanılır:
bilmerin "bilmem" durmarın
"durmam"
bilmersiñ durmarsıñ
bilmez durmaz
bilmeris durmarıs
bilmersiñiz durmarsıñız
bilmezler durmazlar
Gelecek Zaman: Türkmencede gelecek zaman
eki "-cak/-cek"tir. Ancak çekim sırasında şahıs ekleri kullanılmayıp
onların işlevlerini karşıla-mak üzere fiilin başına şahıs zamirleri getirilir.
Gelecek zaman eki ünsüz uyumuna girmez:
men bakcak "bakacağım" men geplecek "konuşacağım"
sen bakcak sen geplecek
ol bakcak ol
geplecek
biz bakcak biz
geplecek
siz bakcak siz
geplecek
olar bakcak olar geplecek
Olumsuzu, "dääl" kelimesiyle yapılır: men bakcak dääl "bakmaya-cağım", siz bakcak dääl "bakmayacaksınız", sen gelcek dääl "gelmeye-ceksin", ol gelcek dääl "gelmeyecek".
Şart: Şart eki "-sa/-se"dir:
çıksam "çıksam" döönsem
"dönsem" goorasam "korusam"
çıksañ döönseñ goorasañ
çıksa döönse goorasa
çıksak döönsek goorasak
çıksañız döönseñiz goorasañız
çıksalar döönseler goorasalar
Olumsuzu, "-ma/-me" ekiyle yapılır: çıkmasam "çıkmasam", çıkmasalar
"çıkmasalar", döönmese
"dönmese", döönmeseñiz
"dönmeseniz", goorama-sañ "korumasan", gooramasak "korumasak".
Gereklilik: İki türlüdür. Birinci tür gereklilik
"-malı/-meli" ekiyle yapı-lır. Ancak çekim sırasında şahıs ekleri
kullanılmayıp onların işlevlerini karşılamak üzere fiilin başına şahıs zamirleri
getirilir:
men sözlemeli "konuşmalıyım" men yuvmalı
"yıkamalıyım"
sen sözlemeli sen
yuvmalı
ol sözlemeli ol
yuvmalı
biz sözlemeli biz yuvmalı
siz sözlemeli siz
yuvmalı
olar sözlemeli olar
yuvmalı
Olumsuzu
"dääl" kelimesiyle yapılır: men
sözlemeli dääl "konuşma-malıyım", ol sözlemeli dääl "konuşmamalı", sen yuvmalı dääl
"yıkamama-lısın", siz yuvmalı
dääl "yıkamamalısınız".
İkinci tür
gereklilik, "-malıdır/-melidir" ekiyle kurulur:
beğenmelidirin "sevinmeliyim" saklamalıdırın
"saklamalıyım"
beğenmelidirsiñ saklamalıdırsıñ
beğenmelidir saklamalıdır
beğenmelidiris saklamalıdırıs
beğenmelidirsiñiz saklamalıdırsıñız
beğenmelidirler saklamalıdırlar
İkinci tür
gerekliliğin teklik ve çokluk ikinci şahıslarında "-malıdır/-melidir"
eki "malı/-meli" şeklinde de kullanılabilir: seretmelisiñ "bakma-lısın", seretmelisiñiz "bakmalısınız", yaatlamalısıñ "hatırlamalısın", yaatla-alısıñız "hatırlamalısınız" vb.
Olumsuzu,
"dääl" kelimesiyle yapılır: almalı
dääldirin "almamalıyım" iymeli
dääldir "yememeli", gelmeli
dääldirsiñiz "gelmemelisiniz".
Emir: Emrin her şahsı için
ayrı bir ek bulunmaktadır:
Teklik:
1. -ayın/-eyin
2. -ğın/-ğin,
-ğun/-ğün
3. -sın/-sin,
-sun/-sün
Çokluk:
1. -alııñ/-eliiñ, -alı/-eli
2. -ıñ/-iñ, -uñ/-üñ,
-ñ
3. -sınlar/-sinler,
-sunlar/-sünler
islääyin "isteyeyim" okaayın "okuyayım"
söyeyin
"seveyim"
isle(ğin) oka(ğın)
söy(ğün)
islesin okasın söysün
islääliiñ okaalııñ söyeliiñ
islääñ okaañ söyüñ
islesinler okasınlar söysünler
Emrin teklik birinci
ve üçüncü şahısları, istek ifadesi de taşır. Yukarı-daki çekimde de
görüldüğü gibi ünlüyle biten fiillere teklik birinci şahıs emir ekiyle çokluk
birinci ve ikinci şahıs emir ekleri getirildiğinde bir ünlü uzaması meydana
gelir.
Çokluk birinci şahısta ilgi çekici bir durum söz konusudur: gideliiñ, okaalııñ, yazalııñ şekli ikiden fazla kişi için
kullanılır. Ancak gideli, okaalı,
yazalı şekli iki kişiyi ifade
etmektedir. Yani gideli "ikimiz
gidelim", okaalı "ikimiz
okuyalım", yazalı "ikimiz
yazalım" anlamınadır.
Teklik ikinci şahıs;
al/alğın "al", bil/bilğin "bil" şeklinde
ikili kullanıma sahiptir.
Emrin olumsuzu "-ma/-me" ekiyle yapılır. Ünlüyle biten
fiillerin teklik birinci, çokluk birinci ve ikinci şahsının olumsuzunda da
ünlü uzaması meydana gelir:
islemääyin "istemeyeyim" okamaayın
"okumayayım"
isleme(ğin) okama(ğın)
islemesin okamasın
islemääliiñ okamaalııñ
islemääñ okamaañ
islemesinler okamasınlar
Yeterlilik/İktidar Şekli: Türkiye Türkçesindeki kullanıma
benze-mektedir. Zarf-fiil eki almış asıl fiilden sonra "bil-"
yardımcı fiilinin getirilmesiyle yapılır. Ancak Türkiye Türkçesinde zarf-fiil
eki olarak "-a/-e" kullanılırken Türkmencede "-p"
kullanılmaktadır. "-p" zarf-fiil eki sonu ünlüyle biten bir fiile
geldiğinde bu fiilin sonundaki ünlü uzamaktadır: aydıp bilerdim "söyleyebilirdim", görkezip bilyäädi "gösterebiliyordu", görüp bilyääñ
"görebiliyorsun", gülüp bilyäär
"gülebiliyor", kovup
bilyäämişin "kovabiliyormuş", yaaşaap
biler "yaşayabilir", yakıp
bilcek "yakabilecek", yetip
bilyäämiş "ulaşabiliyormuş".
Olumsuzu, fiil
çekimlerinde kullanılan ve fiillerin anlamını olumsuzlaş-tıran
"-ma/-me", "maz-/-mez", "-mar/-mer",
"-ook" gibi eklerin "bil-" yardımcı fiiline getirilmesiyle
yapılmaktadır: alıp bilmez
"alamaz", berip bileñook
"veremiyorsun", bilip
bilmedi "bilemedi", öçürip
bilmez "söndü-remez", çıdaap
bilmeyäär "dayanamıyor", gidip
bilmedim "gidemedim", gidip
bilmersiñ "gidemezsin", saçıp
bilmez "saçamaz", yeñip
bilmez "yenemez".
Hikâye: Basit kiplerde kullanılan zaman eklerinden
sonra "-dı/-di" ekinin getirilmesiyle yapılır: alıpdıñ "almıştın", barandım "gitmiştim", başlaapdım "başlamıştım", berendi "vermişti", bilipdik "bilmiştik", bilmäändiñiz "bilmemiştiniz",
durcakdım "duracaktım", gelyäärdiñ "geliyor-dun", gezyäärdik "geziyorduk", görüpdi "görmüştü", iişlecekdi "çalışacaktı", turmaandılar "yerlerinden
kalkmamışlardı".
Şart ve gereklilik
ekleri ünlüyle bittikleri hâlde bu ekle hikâye eki arasına Türkiye Türkçesinde
olduğu gibi "y" yardımcı sesi girmemektedir: almalıdı "almalıydı", bermelidim "vermeliydim", bilsedim "bilseydim", gelsediñ
"gelseydin", gitmelidiñ
"gitmeliydin", tursadı "kalksaydı".
Şartın bir başka tür
hikâyesinde şart ekiyle hikâye eki arasına şahıs eki girmekte ve çok değişik
bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu çekimlerde şahıs ekleri sonda da bulunur: alsamdım "alsaydım", alsañdıñ "alsaydın", alsadı "alsaydı", alsakdık "alsaydık", alsañızdıñız "alsaydınız", alsalardılar "alsaydılar"; bilsemdim "bilseydim", bilseñdiñ "bilseydin", bilsedi "bilseydi", bilsekdik "bilseydik", bilseñizdiñiz "bilseydiniz",
bilselerdiler "bilseydiler".
Rivayet: İki türlüdür. Birincisinde basit kiplerde kullanılan zaman eklerinden sonra
"-mış/-miş" eki getirilerek yapılır: aağlaarmışıñız "ağlarmış-sınız", alıpmışım "almışmışım", başlayaamışık "başlıyormuşuz", bilmään-mişik "bilmemişmişiz", çözermişik "çözermişiz", gaçcakmışıñız "kaçacak-mışsınız", gelipmiş "gelmişmiş", görenmişler "görmüşlermiş", oturanmışıñ "oturmuşmuşsun", satmalımışım "satmalıymışım", sermelimişiñ "serme-liymişsin", söyyäärmişiñ "seviyormuşsun", yağıpmışın "yağmışmış", yaaşa-maanmışıñız "yaşamamışmışsınız".
Rivayetin ikinci
türü, basit kiplerde kullanılan zaman eklerinden herhangi birini almış
kelimeden sonra "eken"in getirilmesiyle yapılır. Bu çekimlerde şahıs
ekleri "eken" kelimesine getirilmektedir: bilyäär ekeniñiz "biliyormuşsunuz", çaağırcak ekenim "çağıracakmışım", dokamaan ekenim "dokumamışmışım", duran eken "duruyormuş", gelmeli ekeniñiz "gelmeliy-mişsiniz", göçcek ekeniñ "göçecekmişsin",
gören ekeniñiz "görmüşmüş-sünüz",
güler ekeni "gülermiş", okaan ekeni "okumuşmuş", saçar eken "sa-çarmış", sooramalı ekenler "sormalıymışlar",
sözlemään ekenik "konuş-mamışmışız",
yazyaar ekenler "yazıyorlarmış".
Sıfat-fiiller,
niteledikleri isimlerin hareket özelliklerini gösterirler. Türkmencedeki sıfat-fiil eklerini şöyle sıralayabiliriz:
-an/-en: çöken "çökmüş,
çöken", geyen "giymiş olan,
giyen", gülen "gülmüş,
gülen ", oyanan "uyanmış
olan, uyanan", yanan
"yanmış olan, yanan".
Bu ekle kurulmuş
sıfat tamlamasında iyelik ekleri, nitelenen ismin sonunda yer alır: gooraan nahalıñ "koruduğun
fidan", iişlään yeri
"çalıştığı yer", okaan kitaabım
"okuduğum kitap".
-ar/-er: akar
suv "akar
su", görer göz "görür
göz", güler yüz "güler
yüz".
-cak/-cek: gelcek
muğallım "gelecek
öğretmen", gidcek aadamlar
"gidecek insanlar", goyberilcek
at "salıverilecek at", iişlencek
iiş "yapılacak iş", uuklacak çaağa "uyuyacak
çocuk", yazılcak hat
"yazılacak mektup", zıñcak
arslan "sıçrayacak arslan".
İyelik ekleri,
nitelenen ismin sonunda yer alır: bercek
çöreği "vereceği ekmek", dırmaşcak
depääm "tırmanacağım tepe", gelcek
yooluñız "gelece-ğiniz yol", gitcek
yeriñ "gideceğin yer".
-maan/-mään: bakmaanı
"bakmadığı", bilmäänim
"bilmediğim", görmääniñ "görmediğin",
okamaanım "okumadığım".
-madık/-medik: aydılmadık
söz
"söylenmemiş söz", ekilmedik
yer "ekilmemiş toprak", eşidilmedik
ovaaz "duyulmamış ses", gözi
doymadık aadam "gözü doymayan adam", guş gonmadık yer "kuş uçmaz kervan geçmez yer".
İyelik ekleri,
nitelenen ismin sonunda yer alır: görmedik
çölleriñ "görmediğin
çöller", okamadık kitaabımız "okumadığımız
kitap".
-maz/-mez: bilmez
tebiip
"cahil doktor", bitmez yara "kapanmaz yara", öçmez oot "sönmez ateş".
-yaan/-yään: baryaan "gitmekte olan, giden", gepleyään "konuşmakta olan, konuşan", kööreyään "tutuşmakta olan,
tutuşan", sandırayaan
"titremekte olan, titreyen", sürünyään
"sürünmekte olan, sürünen", şuuvlayaan
"uğuldamakta olan, uğuldayan", uuklayaan
"uyumakta olan, uyuyan", yılpıldayaan
"parıldamakta olan, parıldayan".
İyelik ekleri,
nitelenen ismin sonunda yer alır: geçyään
çölüñiz "geçmekte olduğunuz
çöl", gidyään yerimiz "gitmekte
olduğumuz yer".
ZARF-FİİLLER
Zarf-fiil eki almış
fiil şekilleridir. Fiilleri nitelerler. Türkmencedeki zarf-fiil ekleri şunlardır:
-a/-e: Bu zarf fiil ekini almış olan filler
tekrarlanarak kullanılır: aaşa aaşa
"aşa aşa", diye diye
"diye diye", gaana gaana
"kana kana", göre göre
"göre göre", güle güle
"güle güle", yaydana yaydana
"çekine çekine".
-aağada/-ääğede: alaağada "alır almaz, alıp, alarak", baraağada "gider gitmez, gidip, giderek", çıkaraağada "çıkarır çıkarmaz,
çıkarıp, çıkararak", diyääğede
"der demez, deyip, diyerek".
-anda/-ende: açılanda "açıldığında", alanda "aldığında", bitende
"bit-tiğinde", gelende
"geldiğinde", görende
"gördüğünde", iişläände
"çalış-tığında", yaldıraanda
"ışıldadığında".
"-anda/-ende"
zarf-fiil eki, sonu ünlüyle biten bir fiile gelirse bu fiilin sonunda bulunan
ünlü uzar: başla-
"başlamak" ® başlaanda "başladığında", büre-
"kaplamak, bürümek" ® büräände "kapladığında,
bürüdüğünde".
-dıkça/-dikçe: çaalardıkça
"ağardıkça", dırmaşdıkça
"tırmandıkça", diñledikçe "dinledikçe",
düzetdikçe "düzelttikçe", okadıkça "okudukça", ulaldıkça "büyüdükçe", yaaşadıkça "yaşadıkça".
-kaa/-kää: barcakkaak "biz
gidecekken", barmalıkaa
"gitmesi gere-kirken", gelenkää
"o gelmişken", okaankaam
"ben okumuşken", okayaar-kaañ
"sen okuyorken", zeyrenip
otıırkaañız "siz sızlanıp dururken".
"-kaa/-kää"
eki, şahıs ekleri alarak çekime girmektedir. Bu, ilgi çekici bir durumdur: barankaam "ben gitmişken", barankaañ "sen gitmişken", barankaa "o gitmişken", barankaak "biz gitmişken", barankaañız "siz gitmişken", barankaalar "onlar
gitmişken"; gelyäärkääm
"ben geliyorken", gelyäärkääñ
"sen geliyorken", gelyäärkää
"o geliyorken", gelyäärkääk
"biz geliyorken", gelyäärkääñiz
"siz geliyorken", gelyäärkääler
"onlar geliyor-ken" vb.
-maan/-mään: düşünmään "anlamadan,
anlamaksızın, anlamayıp", galdırmaan
"kaldırmadan, kaldırmaksızın, kaldırmayıp", içmään "içmeden, içmeksizin, içmeyip", uuklamaan "uyumadan, uyumaksızın,
uyumayıp", yaadamaan "yorulmadan,
yorulmaksızın, yorulmayıp".
-ıp/-ip, -up/-üp, -p: açıp "açıp, açarak", cüypüldeşip
"cıvıldaşıp, cıvıl-daşarak", düyrülip
"dürülüp, dürülerek", gonup
"konup, konarak", gürleşip
"konuşup, konu-şarak", serpip
" serpip, serperek".
"-p"li
zarf-fiil eki, sonu ünlüyle biten bir fiile gelirse bu fiilin sonunda bulunan
ünlü uzar: gara- "bakmak" ® garaap "bakıp, bakarak", iñle- "inle-mek" ® iñlääp "inleyip, inleyerek".
KELİME GRUPLARI
Bir isim ögesinin,
iyelik sistemi içerisinde diğer bir isim ögesiyle oluşturduğu kelime
grubudur.
İsim tamlamasında
ilk öge "tamlayan", ikinci öge ise "tamlanan" adını alır.
İyelik ekleri, "tamlanan" kısmında bulunur.
Tamlayan kısmında
bazen ilgi hâli eki kullanılır, bazense kullanılmaz. Eğer bir isim
tamlamasının tamlayanı ilgi hâli eki almışsa bu tür tamlamalara
"belirtili isim tamlaması" denir: erkinliğiñ aaşığı "hürriyet âşığı", bääğüliñ açılışı "gülün açılışı", guşuñ gaanatı "kuşun kanadı", duyğularıñ dili "duy-guların dili".
Bir isim
tamlamasının tamlayanı ilgi hâli eki almamışsa bu tür tamlamalara da
"belirtisiz isim tamlaması" denir: altın oocağı "altın ocağı", adaalat aaşığı "adalet âşığı", yaaz güli "bahar çiçeği", söyği yıldızı "sevgi yıldızı".
İsim tamlamasının
bir başka türü ise zincirleme isim tamlamasıdır. Zincirleme isim tamlamasının
tamlayanı, tamlananı veya her ikisi de isim tamlaması şeklinde olabilir: öy töörüniñ aaydıñ nağşı "evin baş
köşesinin aydınlık nakışı", alma
puudağınıñ gülleriniñ ıısı "elma dalının çiçeklerinin kokusu", Türkmen oğlunıñ arzuvları
"Türkmen çocuğunun arzuları", onuñ
saçlarınıñ tolkunı "onun saçlarının dalgası".
2. Sıfat Tamlaması
Sıfat tamlamasında
bir isim ögesi, bir sıfat ögesiyle nitelenmektedir. Bu tür tamlamalarda tamlayan
durumundaki sıfat başta, tamlanan durumundaki isim ise sonda yer alır: salkın saaya "serin gölge", giiñ dünyää "geniş dünya", süyci suv "tatlı su", tolkunlı deñiz "dalgalı
deniz", aal yañak "al
yanak".
Bazı sıfat
tamlamalarının tamlayanı sıfat-fiil şeklindedir: akyaan suvlar "akmakta olan sular", ösen yel "esen rüzgâr", nazar salyaan gözler "bak-makta
olan gözler", şuvvuldayaan şemaal
"uğuldamakta olan rüzgâr", yaldıraan
damca "parıldayan damla", saaralan
käädi "sararan kabak".
Bir sıfat tamlamasında ismi niteleyen birden fazla sıfat ögesi bulunabilir: böölek büçek bulutlar "bölük pörçük bulutlar", salkın suvlı güzer "serin sulu geçit", aak çıralı caay "beyaz lâmbalı ev", bir petde aak kaağız "bir tomar beyaz kâğıt".
3. Sıfat-Fiil Grubu
Bir sıfat-fiille buna bağlı öge veya ögelerden oluşmuş kelime grubudur. Bu grubun sonunda yer alan sıfat-fiil, ana ögedir ve yüklem olarak görev yapar. Sıfat-fiil gurubunun kuruluşunda görev alan sıfat-fiil ekleri şunlar-dır: "-an/-en", "-cak/-cek", "-dık/-dik", "-maz/-mez", "-yaan/-yään":
dilsiz düyeler dek çöken (daağlar) "dilsiz develer gibi çöken (dağlar)"
aak kebelek kovalaap yören (gıız) "ak kelebek kovalayıp duran (kız)"
doost bilen iyilmedik (nahar) "dost ile yenilmeyen (yemek)"
eli iişe övrenmedik (bayar) "eli işe alışmamış (ağa)"
buu cahanda çözülmedik (sovaal) "bu dünyada cevaplanmamış (soru)"
aacıını iymedik (aadam) "acıyı yemeyen (insan)"
garrılıkdan gaçıp gitcek (yer) "ihtiyarlıktan kaçıp gidecek (yer)"
iişe geçcek (aadamlar) "işe gidecek (insanlar)"
gadır bilmez (gardaş) "kıymet bilmez (kardeş)"
dil bilmez (nöker) "dil bilmez (hizmetçi)"
daağ başında yılpıldayaan (ışık) "dağ başında parıldamakta olan (ışık)"
gaavun dilimine meñzeyään (aay) "kavun dilimine benzeyen (ay)"
naaçaar nazar salyaan (gözler) "çaresiz bakmata olan (gözler)"
4. Zarf-Fiil Grubu
Bir zarf-fiil ile buna bağlı öge veya ögelerden oluşmuş kelime grubudur. Ana unsur olan zarf-fiil, grubun sonunda yer alır ve yüklem olarak görev yapar. Zarf-fiil gurubunun kuruluşunda görev alan zarf-fiil ekleri ise şun-lardır: "-a/-e", "-aağada/-ääğede", "-anda/-ende", "-ıp/-ip, -up/-üp, -p", "-dık-ça/-dikçe", "-kaa/-kää", "-maan/-mään":
arılar güllerden güllere gonup "arılar, çiçekten çiçeğe
konarak"
daşarda hoş hovaada gürleşip "dışarda güzel havada
konuşarak"
başını yerden galdırmaan "başını yerden kaldırmadan"
meniñ
ahvaalıma düşünmään "benim hâlimi anlamayıp"
siziñ gara saçlarıñız çaalardıkça "sizin kara
saçlarınız ağardıkça"
daaşdan daaşa dırmaşdıkça "taştan taşa tırmandıkça"
ol kitaaphaanaa baraağada "o kütüphaneye
gider gitmez"
men kitaap okayaarkaa "ben kitap
okurken"
daayım size barcakkaa "dayım size
gidecekken"
her giice yıldızlar yaldıraanda "her gece yıldızlar
ışıldadığında"
mazaarımıñ üstüne ot bitende "mezarımın üstünde ot bittiğinde"
suv gumlardan aaşa aaşa "su, kumlardan aşa aşa"
onuñ yaanında güle güle "onun yanında güle güle"
5. Tekrar Grubu
Bir nesneyi ya da
bir hareketi karşılamak üzere eş görevli iki kelimenin bir araya gelmesiyle
oluşan kelime grubudur. Cümlede ve kelime grupları içerisinde isim, sıfat ve
zarf olarak görev yapan terkrar grubunun birkaç türü bulunmaktadır:
a. Ögeleri aynı anlamı taşıyan tekrar grubu: böreñ-böreñ "gürül gürül", burçak-burçak "buram buram", burum-burum "kıvrım kıvrım", dövüm-dövüm "parça parça", gatbar-gatbar "kat kat", saağına-saağına "yavaş yavaş, ağır
ağır, düşüne düşüne" .
b. Ögeleri yakın anlamlı tekrar grubu: aar-naamıs "ar namus", ata-ene "ana baba, ebeveyn", baala-çaağa "çoluk çocuk", çemçe-çaanak "kap kacak", eğin-eşik "üstbaş", eğrem-buğram "eğri büğrü", geyim-gecim "giyim kuşam", öyli-iişikli "evli barklı", sağ-amaan "sağ salim", ses-üyn "ses seda".
c. Ögeleri zıt anlamlı tekrar grubu: aağdar-düñder
"altüst", baarı-yooğı
"varı yoğu", iiru-giiç "er geç", ileri-gayra "ileri geri", oval-aahır "eninde sonunda", ululı-kiçili "irili ufaklı".
Bazı tekrar
grupları, tekrarlanan kelimelerin sonuna değişik ekler getirilerek
yapılmaktadır: aay-aaydan "aydan
aya", gapıma-gapı "kapı
kapı", gün-günden "günden
güne", öyme-öy "ev
ev", yılba-yıl "yıldan
yıla", yüzbe-yüz "yüz
yüze".
6. Edat Grubu
Bir isim ögesiyle bir çekim edatının oluşturduğu kelime grubudur. Bu kelime grubunda isim ögesi önce, edat ise onun ardından gelir. Edat grubu, cümlede ve kelime grupları içerisinde sıfat ve zarf olarak kullanılır. Söz konusu grupta görev alan edatlarsa şunlardır: "bakaan", "başğa", "bilen", "çen", "çenli", "dek", "diyip", "öñ", "soñ", "tarap", "üçiin", "yaalı":
bir demde ok yaalı "bir anda kurşun gibi"
aay parçası yaalı "ay parçası gibi"
tääze bezeğ beren dek "yeni süslemiş gibi"
ol göz yaaşı dek "o göz yaşı gibi"
biz o günler ağşama çen "biz o günlerde akşama kadar"
yalañaç ayağna çenli "çıplak ayağına kadar"
soñkı demine çenli "son nefesine kadar"
guşlar günortaa bakaan "kuşlar güneye doğru"
säher çaağına bakaan "seher vaktine doğru"
giicääñ yaarı gııkuv bilen "gece yarısı gürültü ile"
baalalar daa guşlar bilen "çocuklar da kuşlar ile"
dünyääde yaaşamak üçiin "dünyada yaşamak için"
şol gıız üçiin "o kız için"
gövün vağtından öñ "gönül vaktinden önce"
gapıını şapakdan öñ "kapıyı şafaktan önce"
palavdan soñ "pilavdan sonra"
uruşdan soñ "savaştan sonra"
yılatmaağa demden başğa "ısıtmaya nefesten başka"
kapasadan uçsam diyip "kafesten uçsam diye"
örään aazdır diyip "çok azdır diye"
ol gapaa tarap "o kapıya doğru"
yene
atlılar derää tarap "yine
atlılar dereye doğru"
7. Bağlama Grubu
Bağlama edatlarıyla birbirine bağlanmış iki veya daha fazla isim ögesin-den oluşan kelime grubudur. Bağlama grubu, cümlede ve kelime grupları içerisinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır. Bağlama grubunda görev alan edatlar şunlardır: "bilen", "hem", "... hem ... hem", "hem ... hem ...", "ne ... ne ... ", "yaa", "yaa ... yaa ...".
Kuruluşu iki şekildedir:
a. Bağlama edatları iki isim ögesinin arasında bulunur:
depelerden hem hatarlı yoollardan "tepelerden ve tehlikeli yollardan"
ayazı hem oodı "ayazı ve ateşi"
güyç hem goltğı "güç ve destek"
çalasın hem edenli "çevik ve maharetli"
aadam bilen it "insan ile köpek"
baağbaan bilen paytuunçı "bahçıvan ile faytoncu"
şuğundır yaa halva "pancar veya helva"
azaatlık yaa ölüm "hürriyet veya ölüm"
b. Bağlama edatları iki isim ögesinin başında veya sonunda bulunur:
ne kolhozıñ dükaanı, ne de baazarçı "ne kolhozun bakkalı, ne de pa-zarcı"
yaa talabaan, yaa çopan, yaa çoluk "ya işçi, ya çoban, ya çoban ya-mağı"
yaa ölüm yaa yeñiş "ya ölüm ya zafer"
ne ene, ne ata, ne doğan "ne ana, ne baba, ne kardeş"
naanımız hem, pulumız hem "ekmeğimiz de paramız da"
hem halkını, hem öözüni "hem halkını, hem kendini"
hem goñşı, hem doost "hem komşu, hem dost"
8. Unvan Grubu
Bir şahıs adıyla bir unvan veya
akrabalık adından oluşan kelime grubu-dur. Unvan grubunda şahıs adının başta,
unvan veya akrabalık adınınsa onun ardından gelmesi gerekir. Aksi hâlde bir
araya gelen şahıs adları unvan grubu olmaktan çıkıp birer birleşik isim
olurlar: Adam ata "Adem
Baba", Aylar ece "Aylar
Teyze", Baharğül bacı
"Baharğül Bacı", Batır molla
"Batır Molla", Berdi aağa
"Berdi Bey", Buğaç han "Boğaç
Han", Gözel dayza "Gözel
Teyze", Gülcan haanım "Gülcan Hanım", Lukman hekiim "Lokman Hekim", Mırat balçı "Balcı Murat", Musa pıığamber "Musa Peygamber",
Nurı magazinçi "Dükkâncı Nurı",
Recep keytik "Topal
Recep".
9. Ünlem Grubu
Bir ünlem edatıyla bir isim ögesinden oluşan kelime grubudur. Ünlem grubunda ünlem edatı başta, isim ögesi ise sonda bulunur: aa-yuu, oğlan "hey oğlan", a gıız "ey kız", ah, süytçi gıız "ah sütçü kız", ah, o gözler "ah o gözler", ah, ol ovaaz "ah o ses", ey, oğlanlar "hey çocuklar", ey, akmak geçi "ey ahmak keçi", ey, tilki doost "ey tilki dost", vah, halııpa "ah usta", vah, görğüli Aknur "vah çilekeş Aknur", vah, Kömek aağa "vah Kömek Amca".
10. Sayı Grubu
Basamak sistemine
göre sıralanmış iki veya daha fazla sayı isminin oluşturduğu kelime grubudur.
Sayı grubundaki büyük sayılar başta, küçük sayılarsa sonda bulunur. Sayı isimleri
eksiz birleşir: kırk altı "kırk
altı", yetmiş üç "yetmiş
üç", yüz elli döört "yüz
elli dört", altı yüz toğsan iki "altı yüz doksan iki ", sekiz yüz altmış yedi "sekiz yüz altmış yedi", kırk sekiz müñ döört yüz
yiğrimi bääş "kırk sekiz bin dört yüz yirmi beş", iki million bääş yüz elli altı müñ toğsan üç "iki milyon beş yüz elli altı bin
doksan üç", sekiz milliard üç yüz
kırk million döört yüz elli müñ altmış iki "sekiz milyar üç yüz kırk
milyon dört yüz elli bin altmış iki".
11.
Birleşik İsim
Bir nesnenin özel adı olmak üzere eksiz olarak bir araya gelen kelimeler topluluğudur. İki veya daha fazla kelimeden oluşan bütün şahıs adları birleşik isimdir: mayor Atakov "Binbaşı Atakov", Däli Dumrul "Deli Dumrul", Cepbarmämmet Gökleñov, Kasım Nurbadov, Saparmırat Karatayev, Ağöyli Orazğılıçov, Gurbandurdı Geldiyev, Berdi Sarıyev, Seyitnazar Ärnazarov, Gurbancemal Ilyasova, Gülälek Esenova, Annağulı Nurmämmedov, Gözel Sarlığızı, Ataköpek Merğen, Nurmırat Sarıhanov, Gurbandurdı Zelili, Mämmetveli Kemine, Seyitnazar Seydi vb.
Türkiye Türkçesinde isim
tamlaması kalıbıyla karşılanan aşağıdaki birleşik kelimeler de birer birleşik
isimdir: aşğazan "mide", ayakgaap "ayakkabı", ayağuuç "ayak ucu", biilbaağ "kuşak, kemer", biilaağırı "bel ağrısı", biilğuşak "kemer, kuşak", düyeğuş "deve kuşu", elçalğıç "havlu", elğuş "akdoğan, sungur", elyaağlık "mendil", golbaağ "koşum kayışı", hamıırmaaya "maya, hamur mayası".
12.
Birleşik Fiil
Bir yardımcı fiilin isim ögesi veya esas fiille bir araya gelerek oluştur-duğu kelime grubudur. Bu grupta isim ögesi veya esas fiil başta, yardımcı fiilse sonda yer alır. İki türlü birleşik fiil bulunmaktadır:
a. Bir isim ögesiyle yardımcı fiilin bir araya gelmesiyle kurulan birleşik fiiller: aaşık bol- "âşık olmak", arzuv et- "istemek, arzu etmek", azaap ber- "eziyet etmek, işkence etmek, ıstırap çektirmek", azaat eyle- "azat etmek, salıvermek, serbest bırakmak", buyruk ber- "emretmek, emir vermek", coğaap ber- "cevap vermek, cevaplamak", giryaan eyle- "ağlamak", sabır et- "sabretmek", şaat bol- "memnun olmak".
b. Bir esas fiille yardımcı fiilin bir araya gelmesiyle kurulan birleşik fiiller: alıp bil- "alabilmek", aydıp ber- "söyleyivermek", geçip bil- "geçebilmek", gidiber- "gitmeye devam etmek; geçip gitmek", goyber- "vermek, dağıtmak; bırakmak, salıvermek; yayımlamak", görüp bil- "görebilmek", okaap ber- "okuyuvermek", yazıp bil- "yazabilmek".
13. Kısaltma Grupları
Kelime grupları ve
cümlelerin yıpranması veya kalıplaşması yoluyla ortaya çıkan gruplardır.
Birincisi ek almış iki isim ögesinden oluşurlar. Aldıkları eklerden yola
çıkılarak kısaltma grupları şu adlarla anılmaktadır: İsnat grubu, yükleme grubu,
yaklaşma grubu, bulunma grubu, uzaklaşma grubu. Türkmencede vasıta hâli
eki bulunmamakta ve bu fonksiyon "bilen" edatıyla
karşılanmaktadır. Bu yüzden Türkmencede vasıta grubu yoktur.
a. İsnat Grubu
Biri diğerine isnat edilen iki isim ögesinden meydana gelir. İsnat gru-bunda isnat olunan öge başta, isnat edilen öge ise sonda bulunur. İsnat edilen öge, sıfat özelliği taşıyan bir isimdir. İki isim birbirine iyelik ekiyle bağlanır ve bu iyelik eki ilk isme getirilir: akılı gıısğa "aklı kıt", arkası güyçli "arkası güçlü", ayağı yalañaç "yalın ayak", bağtı açık "bahtı açık, talihli", başı açık "başı açık", bedeni govşak "vücudu zayıf", dili ağır "dili ağdalı", mañlayı sakar "alnı beyaz".
b. İlgi Grubu
İlgi hâli ekiyle birbirine bağlanmış iki isim ögesinden oluşur. Bu grup, adeta iyelik eki düşmüş isim tamlaması gibidir: giicääniñ yaarı "gece yarısı", biziñ tiire "bizim oymağımız", biziñ gapılar "bizim kapılarımız", siziñ partiya "sizin partiniz".
İlgi grubu, Türkmencede fazla işlek değildir. biziñ öyümiz "bizim evimiz", biziñ karaarımız "bizim kararımız", köçääniñ burçı "sokağın köşe-si" örneklerinde olduğu gibi çoğu kez iyelik ekine yer verilmekte ve normal isim tamlaması kullanılmaktadır.
c. Yükleme Grubu
Yükleme hâli
eki almış bir isim ögesinin bir başka isim ögesiyle kurdu-ğu kelime grubudur.
Yükleme hâli ekini, grubun birinci ögesi alır. Söz konusu kelime grubuyla
ilgili örnekler Türkmencede yok denecek kadar azdır: haayışı kabuul "ricayı kabul".
ç. Yaklaşma Grubu
Yaklaşma hâli eki almış bir isim ögesinin bir başka isim ögesiyle kurdu-ğu kelime grubudur. Yaklaşma hâli ekini, grubun birinci ögesi alır: dile düşğür "söyleneni iyi anlayan", doostlara ayaan "dostlara belli", gışa çıdamlı "kışa dayanıklı", görke maayıl "güzelliğe hevesli", hormata laayık "hürmete lâyık", iişe dövtalap "işe hevesli", müñe golay "bine yakın", yoola belet "yolu iyi bilen".
d. Bulunma Grubu
Bulunma hâli eki almış bir isim ögesinin bir başka isim ögesiyle kurdu-ğu kelime grubudur. Bulunma hâli ekini, grubun birinci ögesi alır: cahanda bağtlı "dünyada bahtlı", dilde añsaat "dile kolay", gışda gızğın "kışta sıcak, kışın sıcak", hepdede biir "haftada bir", merde vepaalı "yiğide vefalı", naamaarda zaar "namerde muhtaç".
e. Uzaklaşma Grubu
Uzaklaşma hâli eki almış bir isim ögesinin bir başka isim ögesiyle kurduğu kelime grubudur. Uzaklaşma hâli ekini, grubun birinci ögesi alır: çenden artık "haddinden fazla", daaşdan gatı "taştan sert", döörtden biir "dörtte bir", gızıldan gımmatlı "altından kıymetli", kömürden gara "kömür-den siyah", şäherden daş "şehirden uzak", tamdırdan ıssı "tandırdan sıcak", yalından yeser "alevden etkileyici".
Cümle; bir duygu,
düşünce ya da olayı yargı bildirerek ifade eden kelime veya kelime dizisidir.
Cümlenin kurulabilmesi için çekimli bir fiil veya ek fiille çekimlenmiş bir
isim yeterlidir. Bir cümlede yargıyı yüklem bildirir ve cümle yüklem üzerine
kurulur.
İş, oluş, hareket bildiren ve cümlenin bütün ögelerini kendine bağlayan temel öge olan yüklem; çekimli bir fiil veya ek fiille çekimlenmiş isimdir:
Yüklemin gösterdiği işi, oluşu, hareketi yapan kimse veya nesnedir. Cümlenin ikinci derecede temel ögesidir. Kurallı cümlelerde özne, genellikle cümlenin başında bulunur. Bazı cümlelerde özne açık bir şekilde görünmez ve yükleme getirilen şahıs eklerinden anlaşılır:
Bahar puudağını
sııpaladım. "Bahar dalını
okşadım".
Alma gülleriniñ ıısı öye yayradı. "Elma çiçeklerinin
kokusu eve yayıldı".
Öznenin yaptığı, yüklemin bildirdiği işten etkilenen cümle ögesidir. Yüklemi geçişli fiil olan cümlelerde bulunur. Nesne; yükleme hâli ekiyle kullanılabileceği gibi, bu eki almadan da kullanılabilir. Yükleme hâli eki alan nesneye "belirtili nesne" denir:
Yükleme hâli ekini almayan nesneye ise "belirtisiz nesne" denir:
Yaklaşma, bulunma, uzaklaşma bildirerek cümlede yüklemin anlamını tamamlayan ögedir. Yer tamlayıcısı, isim cinsinden bir kelime veya kelime grubu olabilir:
Şapak övşüni yüzüñe
düşyäär. "Şafak kızıllığı yüzüne düşmekte".
Suv damcaları daaşdan
daaşa taaydı. "Su damlaları
taştan taşa kaydı".
Gurban
mekdepden gaydıp gelyäär. "Gurban, okuldan
dönüp geliyor".
Guşlar bövürsleniñ
bövründe busdı. "Kuşlar
böğürtlenin yan tarafına gizlendi".
Cümlede yüklemin taşıdığı anlamı yön, tarz, miktar, zaman, vasıta, sebep ve şart bakımından belirgin hâle getiren cümle ögesidir. Zarf, kelime veya kelime grubu olabilir:
Birden derdim yeñlään yaalı boldı. "Birden derdim
hafifler gibi oldu".
Yüzümi periizaat
yaalı yelpeyäär. "Yüzümü peri kızı gibi yelpazeliyor".
Sözleyään samsık bolsa, diñleyci daana gerek. "Konuşan aptal olursa,
dinleyicinin bilge olması gerekir".
Cümlenin kuruluşuna katılmayan, ancak dolaylı olarak anlamına yar-dımcı olan ögelerdir. Cümlenin değişik yerlerinde bulunabilen bu ögeler; ünlemler, bağlaçlar, ünlem grupları ve ara sözlerdir:
Baalam, göz yaaşıñı süpürsene. "Yavrum, göz yaşını
silsene".
Duralğada duranlar daa darğadı. "Durakta duranlar da dağıldı".
Vah, sen
yere bakıp, gülyääsiñ. "Vah, sen yere bakıp gülüyorsun".
Yağışıñ pışırdısına hem şemaal sesine gulak asdım. "Yağmurun fısıltı-sına
ve rüzgâr sesine kulak verdim".
Belki, olar baağlara buu gün erte dañ bilen gaar gelceğin
buuşla-yaandır. "Belki, onlar bahçelere bu gün yarın şafak vaktinde kar geleceğini
müjdeliyordur".
CÜMLE TÜRLERİ
Cümleler; yüklemlerinin türü ve yeri, anlam ve yapıları göz önünde bulundurularak sınıflandırılmaktadır.
YAPILARINA GÖRE CÜMLELER
Yapılarına göre cümleler; basit, birleşik, sıralı ve bağlı cümleler olmak üzere dörde ayrılır.
a. Basit Cümle
Bünyesinde isim veya fiil türünden tek yüklem bulunan cümleye basit cümle denir. Basit cümle, tek kelimeden ibaret olabilir:
Otıırın. "Oturmaktayım".
Bahar geldi.
"Bahar
geldi".
Arzuvsız aadam yookdur.
"Arzusuz
insan yoktur".
Azaatlık guşunıñ gözleri baağlı. "Özgürlük kuşunun gözleri bağlı".
b. Birleşik Cümle
Bünyesinde birden
fazla yüklem bulunan cümleye birleşik cümle denir. Birleşik cümleler kendi
içinde ikiye ayrılır: İç içe birleşik cümle ve şartlı birleşik cümle.
İç İçe Birleşik Cümle: Adından da anlaşılacağı
üzere iç içe birleşik cümlede iki cümle iç içe girmiş durumdadır. Bunlar, çok
defa birbirinden tırnak (") işaretiyle ayrılır. Ana cümle, sonda
bulunur. Yan cümle, ana cümlenin bir ögesi durumundadır:
"Söyyäärin!" diydim. " 'Seviyorum'
dedim".
"Söyği köördür" diydi. " 'Sevgi
kördür' dedi".
"Besdir, beyle bakma" diydiñ. " 'Yeter, böyle
bakma' dedin".
Ol "Ähli zaadıñ özeni söyğidir" diydi. "O, 'Her şeyin
özü sevgidir' dedi".
Şartlı Birleşik Cümle: Bir şart cümlesiyle
tamamlanmış cümledir. Şart cümleleri, tek başlarına bir hüküm bildirmezler.
Başka bir cümleyi zaman, şart ve sebep bakımından tamamlayarak birleşik cümle
oluştururlar:
Pağtaañ haalı hoş bolsa, biziñ vağtımız daa hoş. "Pamuğun
durumu iyi olursa, bizim vaktimiz de hoş geçer".
Kim meni buu dertden gutarsa, ağramıça altın bercek. "Kim beni bu
dertten kurtarırsa, ağırlığı kadar altın vereceğim".
Hiiç dammasa, çöl bolar. "Hiç damlamazsa, çöl
olur".
Aak süyt hödür edilse, yüz övürme. "Ak süt ikram
edilirse reddetme".
c. Sıralı Cümle
Tek başına hüküm
bildiren cümlelerin anlam bütünlüğü içerisinde peş peşe sıralanmasıyla ortaya
çıkan cümleler topluluğudur. Bunlar arasında virgül (,) kullanılır:
Aylanıñ, övrüliñ, şaatlanıñ, gülüñ. "Gezin,
dolaşın, sevinin, gülün".
Şempaa telpeğini çıkardı, geydi. "Bembeyaz
kalpağını çıkardı, giydi".
Ol gözli köördi, gödekdi, aslaa abır zabırsız
geplemezdi. "O; gözlü kördü, kabaydı, asla küfürsüz konuşmazdı".
Bürğüt bir aylandı, yene pesledi, hovaada gaanat
kakdı. "Kartal; bir kıvrıldı, yine alçaldı, havada kanat çırptı".
ç. Bağlı Cümle
Bağlı cümle;
"daa", "de", "emmaa", "hem",
"yaa", "yööne" vb. bağlama edatlarıyla bir birine
bağlanmış cümleler topluluğudur:
Yere göm yaa
suva bas. "Toprağa göm ya da suya batır".
Süydi galıñ gaara siñdi de gitdi. "Sütü kalın kara sızdı da
gitti".
Saçım aazalyaar hem
aağaryaar. "Saçım azalıyor ve ağarıyor".
Ayaz tenini gamçıladı, yööne ol ayazı yaada salmadı. "Ayaz; tenini kamçıladı,
ancak o ayazı hissetmedi".
YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER
Yüklemin türüne göre cümleler, isim ve fiil cümlesi olmak üzere ikiye ayrılır.
a. İsim Cümlesi
Yüklemi ek fiille çekimlenmiş bir isim veya isim grubu olan cümledir:
Men seniñ aaşığıñ.
"Ben
senin âşığınım".
Dilde vaada bermek apañsaat. "Dille söz vermek pek kolay".
Ootlı mukaamı eciizleñ aahıdır. "Ateşli makamı acizlerin ahıdır".
Saña bermääğe hiiç zaadım yook. "Sana verecek hiçbir şeyim yok".
b. Fiil Cümlesi
Yüklemi çekimli fiil olan cümledir. Her türlü iş, oluş, hareket fiil cümle-siyle ifade edildiği için fiil cümleleri isim cümlelerine oranla daha fazla kullanılmaktadır:
Deñemen. "Karşılaştırmam".
Suv akyaar.
"Su
akıyor".
Üstümi gaar basyaar.
"Üstümü
kar kaplıyor".
Öten ağşam saçak daşına üyşdük. "Geçen akşam sofra başında top-landık".
YÜKLEMİN YERİNE GÖRE CÜMLELER
Yüklemin
yerine göre cümleler, kurallı ve devrik cümle olmak üzere ikiye ayrılır.
a. Kurallı Cümle
Kurallı
cümle, yüklemi sonda bulunan cümledir. Türkçede normal cüm-le dizilişinde
yüklem hep sonda bulunur:
Yağış yağyaar.
"Yağmur
yağıyor".
Erkin şemaal övüsyäär.
"Hür
rüzgâr esiyor".
Gövün yıkmak añsaat.
"Gönül
kırmak kolay".
Yüreklere gidyään uğra göz ayla. "Yüreklere giden yola göz gezdir".
b. Devrik Cümle
Devrik cümle, yüklemi başta veya ortada bulunan cümledir. Bu cümle türü, genellikle şiirde ve ata sözlerinde kullanılır:
Gürledi göök. "Gürledi gök".
Geçip baryaa aadamlar. "Geçip gidiyor insanlar".
Suvuñ aaynasında ıranyaar şekliñ. "Suyun aynasında sallanıyor göl-gen".
Bir gıız yaprak yığıp
yöör baağda. "Bir kız, yaprak topluyor bahçede".
ANLAMINA GÖRE CÜMLELER
Anlamına göre cümleler; olumlu, olumsuz ve soru cümlesi olmak üzere üçe ayrılır.
a. Olumlu Cümle
Yüklemin anlattığı işin yapıldığını veya yapılmakta olduğunu bildiren cümle türüdür:
Oral ayaal suv satıp
duur. "Yaşlı kadın, su satıyor".
Çaağalar ülce çöplediler. "Çocuklar,
vişne topladılar".
Kaağız bukca birden tordan gaçdı. "Kâğıt torba, birden fileden düştü".
Tümlük gazonları gözden gizledi. "Karanlık, çimenleri gözden gizledi".
b. Olumsuz Cümle
Yüklemin anlattığı işin yapılmadığını bildiren cümle türüdür. Cümlenin anlamını "-ma/-me" eki ile "dääl" ve "yook" kelimeleri olumsuz yapmaktadır:
Sen hovlukma.
"Sen
telâşlanma".
Ol çöle nääbelet dääl. "O, çöle yabancı değil".
Size söyğiiñ çeni yookdur. "Sizin için sevginin sınırı yoktur".
Gaabancañ ene çıdaap
bilmedi. "Kıskanç anne dayanamadı".
c. Soru Cümlesi
Soru yoluyla bilgi almayı amaçlayan cümle türüdür. Soru cümleleri, soru kelimeleriyle ve "-mı/-mi" ekiyle yapılmaktadır:
Yaadıñdan çıkdı
mı? "Hatırından çıktı mı?"
İişden yañı gelmediñ
mi? "İşten yeni gelmedin mi?"
Yalñıız yoolağçı kimkää? "Acaba yalnız yolcu kim ki?"
Ol näämüçiin
beyle hayal yöreyäär? "O niçin böyle yavaş yürüyor?"