KAYSERİ YÖRESİNİN OYUNLARI ve ÖYKÜLERİ

 

Oyunun Adı    :           Avşar Eminem

Yöresi             :           Pınarbaşı, Tomarza Ve Çevre Avşar Köyleri

Hikâyesi         :           Emine Kürt kızıdır. Ailesi göçer olduğu için, göçerler her mevsimde başka bölgede, başka yörededir. Bu gezinin temelinde sürüleri için bol otlu yaylaları arama, bulma gayesi vardır. Bu sebepledir ki yazın Erciyes dağının eteklerindeki yaylaya gelirler. Bu yaylalara gelen göçerler zamanla kaynaşırlar. Ahbaplık ve dostluklar kurulur. Kürt göçerlerinden olan Emine serpilmiş, büyümüştür. Bunu fark eden Ali'de yağız, çekici, kuvvetli, atik bir Avşar delikanlısıdır. Gönlünde Emine’ye karşı farklı şeyler yattığını hisseder. Yayladaki yaşlı ağacın gövdesine sırtını verip, kavalını yanık yanık üfler. İşte iki farklı göçer arasında başlayan sevgi sonunda evlilikle sonuçlanmıştır. Oyunun hikâyesi Avşar’a gelin giden Emine’nin öyküsüdür. Emine Avşar olduğu için onun hareketleri sembolize edilerek, taklitle sunma oyunudur.

Oyunun Oynanış Şekli          :           Oyuna başlama tipik doğu halayını andırır. Eller bir birine kenetlenir. Karşılıklı gruplar bir birine yürürler. Daha sonra iki veya üç, dört kişi olan gruplara ayrılır. Dönüşler yapılır, bu oyun Avşar’ın taklit yeteneğini ortaya koymaktadır. Bu oyun zaman zaman tarlada çalışan kız ve erkeklerin hareketleri sembolize edilmektedir. Kızların tarlaya gidişi, tarlaya ekin ekişi ve erkeklerinde tarladaki ürünü kaldırması taklit edilir.

 

Düzenleyen                :           AHMET NAMALDI                        09–03–1987

 

                                                                                                                                                                                                                                                                

 

Oyunun Adı    :           Avşar Ağırlaması

Yöresi             :           Pınarbaşı (Pazarören Ve Çevre Köyler)

Hikâyesi         :           Bu oyun Pınarbaşı’na bağlı Pazarören ve bu nahiyeye bağlı köylerde oynanmaktadır. Oyun daha ziyade düğün, bayram ve hasadı bol olduğu zamanlarda oynanır. Düğün olduğu zaman kızlar, kına gecelerinde kendi aralarında ve erkeklerde bir arada, çalar oynarlar. Düğün meydana inince, günümüzdeki oyunlarda olduğu gibi kız ve erkek müşterek oynanır. Avşar oyunlarının konusu hep aşk, sevgi, tabiat güzelliklerine ve hasadın bolluğuna mal edilmiştir. Çünkü Kayseri ve buna bağlı kaza ve köyler geçmişte savaş ve afet gibi olaylara sahne olmamıştır. Bir karanfil oyunu karanfil çiçeğine, Topal serçe, bir topal kuşa ve ağırlana sevgi, saygıya konu olmuştur. Avşar ağırlamasında kızların sevgililerine ya da yakınlarına naz veya cilve yapmasıdır. Erkeklerde topluluktaki kızlara kur yapmaları gibi anlam taşımakta. Oysa oyun kız ve erkeklerin müşterek oynamasıyla, konu o zaman kendilerini izleyenlere karşı sevgi ve saygıyı sunmak anlamına gelmektedir.

Oyunun Oynanış Şekli          :           Bu oyun kız ve erkek karışık oynanmakta. Oyuna dizi bir grup şeklinde ya da iki grup şeklinde başlanır. Müziğin ritmine göre önce karşı tarafa dizi kırılarak esnek hareket yapılır. Bu selamlama anlamına gelmektedir. Sonra dizi bu esnek hareketleriyle sağa ve sola dönerek bu yöndeki izleyicileri de ve geriye dönerek arkada olanları da selamlayarak saygılarını ifade ederler. Bu ağırlama diğer yöre ağırlamalarından çok farklıdır. Selamlama bittikten sonra grup, üçayak yürüyüşü ile dizi iki gruba ayrılır. Müziğin ritmi ile oyun biter. Bu sevgi ve selamlamayı oyunun bitiminden sonra hareketli diğer oyunlara geçilir.

 

Düzenleyen                :           AHMET NAMALDI                        25–02–1987

 

                                                                                                                                                                                                                                                                 

 

Oyunun Adı    :           Kıyılı

Yöresi             :           Pınarbaşı, Tomarza Ve Çevre Avşar Köyleri

Hikâyesi         :           Eski Türk boylarından olan Avşarlar, genellikle Türkmen’dirler. Avşarlar, gelenekleri ve uğraşları gereği olarak dağlık bölgelerin dağ eteklerinde, ovalarda, yaylalarda yaşarlar. Bu kadar geniş alanda yaşayan Avşarları sabit bir mekânda yaşamlarını sürdürmeleri takdir edilir ki, olanaksızdır. Rivayet edildiğine göre yaylada şık, kıtıllı, kıtaraklı giysiler içinde güzel bir gelin yaşarmış. Bu gelin yerinde durmaz hep oynarmış. Hatta tarlaya çalışmaya giderken, çalışanlara su, azık götürürken bile kıvrak oyunlarını sergileyerek gidermiş. Nedeni sorulduğunda da hareketliliğinin kendini dinlendirdiğini, tazelik ve zindelik kazandırdığını söylermiş. Yayla delikanlıları kıtraklı, şık geline vurgunlarmış. Gizli gizli etrafında dolanır, ona maniler söylerlermiş. Gelin bu hali hissettiği için kibirlenerek hep kıyıdan, kenardan işine, yoluna gider gelirmiş. Bu halinden dolayı yöre halkı geline KIYILI adını takmışlar.

Oyunun Oynanış Şekli          :           Oyunumuz adını yukarıdaki rivayete göre geline yöre halkının taktığı isimden almaktadır. Oyun dört bölümden oluşmaktadır. Dizi halinde başlayan oyuncular ortaya daire yapıp, oyun figürlerine geçerler. Kız ve erkeklerden oluşan oyuncular elleri bellerinde sekerek ve sağa sola kıtraklı gelinin yapmış olduğu yürüyüş tarzıyla hareket ederler. Daha sonra ikinci figüre geçerler. Beşer defa hep birlikte içe ve dışa ayak atarak oyunu devam ettirirler. Üçüncü figürde oyuncu eşler ellerini birbirlerinin omuzlarına koyarak oynarlar. Son figür olarak ta eşler yüz yüze gelmek şartıyla ellerin birbirine vurulması, sonra tutularak ilk figüre geçilir ve oyun böylece tamamlanmış olur.

 

Düzenleyen                :           AHMET NAMALDI                        25–02–1987

 

                                                                                                                                                                                                                                                                 

                                                                                                                                                                              

Oyunun Adı    :           Öteyüz (Dokuzbuçuk)

Yöresi             :           Pınarbaşı, Tomarza, Yahyalı Ve Çevre Avşar Köyleri

Hikâyesi         :           Bu oyun köy düğünlerinde oğlan evine gelen gençler arasında oynanmaktadır. Bu oyunun kız evi tarafından seyredilmek için büyük özen içinde beklenir ve bazen birbirlerine sorarlar. Öteyüzden gelen var, diye bazı cevaplar alınır. Gelen düğüncülere öteyüz oyununu oynayacakları için oyunun adı öteyüz olarak halk diline yerleşmiştir.

Oyunun Oynanış Şekli          :           Oyuna dizi şeklinde başlanır. Ayak topukları sola, sağa konarak oyuna başlanır. Ayaklarla birlikte başlarda sola, sağa döner. Dizi daire şeklini alınca, sekerek topuk, burun hareketine geçilir. Burada daire parçalara kopmak suretiyle ikişerli veya daha çok sayıda gruplara geçilir. Bu gruplar karşılıklı birbirlerine bakarlar. Sonra bu gruplar sağ, soldan dönerek oyunu tamamlarlar. Geriye doğru hareketle yeniden diziyi oluşturup, oyunu bitirirler.

 

Düzenleyen                :           AHMET NAMALDI                        09–03–1987

                                                                                                                                                                              

 

Oyunun Adı    :           Karanfilli

Töresi             :           Pınarbaşı, Tomarza Ve Çevre Avşar Köyleri

Hikâyesi         :           İnsanların var olduğundan beri gerek bilerek gerekse farkında olmadan bazı gereksinmeleri gereği oyun oynamışlardır. Oyun bazen bir neşe, mutluluk, bazen de bir ihtiyaç olmuştur. Devamlı iyiye doğru bir eğilim gösteren oyunda insanların şekil verme, yönlendirme özelliğinin etkisi altına girmiş. Tabir yerinde olursa terbiye edilmiş, şekillendirilmişlerdir. Oyunları temelinde taklit etme olgusu da vardır. İnsanlar zaman zaman doğayı, birbirlerini, hayvanları ve bitkileri taklit etmişler ve oyunlarına isim vermişler. Yaylaya çıkan Avşarlar, dağ eteklerini serpilmiş karanfil çiçeğinin rüzgârı etkisiyle sallanışını, güneşte açılarak şeklini büyüsünü taklit etmek suretiyle oluşmuş bir halk oyunudur. Bir coşku neticesi düğün, bayram gibi özel günlerde daha çok neşelenip, eğlenmek için oynanır.

Oyunun Oynanış Şekli          :           Oyun kızlı erkekli müşterek oynanır. Oyuna önce dizi şeklinde başlanır. Dizi daire şeklini alır. Erkekler daire içerisinde ikinci bir daire yaparlar. Bu iki daire karanfilde açılma şeklini yapar. İçindeki oyuncular dışarı, dışarıdaki dairede içeriye doğru girer ve çıkarlar. Daire bütünleşip, hep birlikte yeniden açılmayı yaparlar. Oyuncular rüzgâra kapılmış karanfil çiçeğinin, hareketine geçerler. Öne, geri sallanıp, sağ ayaklarını iki kere topuk olarak yere vururlar. Bu hareket rüzgârın etkisiyle yere vuran yaprakları andırır. Bu oyunun figür özellikleri karanfil çiçeğinin tabi halidir.

 

Düzenleyen                :           AHMET NAMALDI                        26–02–1987